İsveç’in yeni Başbakanı Ulf Kristersson, Salı günü Türkiye’de olacak ve ülkesinin NATO’ya katılımı için TBMM onayını talep edecek. Ankara ise NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in “Artık zamanı geldi” dediği onay süreci için daha vakit olduğu düşüncesinde.
İsveç’in attığı adımlardan ve açıklamalardan memnuniyetini saklamayan Ankara, 1 Ocak’ta yürürlüğe girecek terörle mücadele yasasının nasıl uygulanacağını görmek istiyor.
Doğrudan bağlantılı olmasa da ABD Kongresi’nin F-16 satışı konusunda nasıl bir karar vereceği de Ankara’nın bu süreçte izlediği bir gelişme olacak.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in 3 günlük Türkiye ziyaretinin en önemli mesajı, İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılımı için gerekli koşulları yerine getirdiği ve dolayısıyla TBMM onay sürecinin bir an önce tamamlanması çağrısı oldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 2,5 saate yakın görüşen Stoltenberg, yıl sonuna kadar bu adımın atılması beklentisini açıkça dile getirdi ve özellikle İsveç’teki yeni hükümetin, Haziran ayı sonunda imzalanan Türkiye-İsveç-Finlandiya üçlü mutabakat muhtırasında yer alan unsurları yerine getirdiğini kaydetti.
NATO Genel Sekreteri’nin hemen ardından İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, 8 Kasım’da Türkiye’de olacak ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile NATO’ya katılım konusunu ele alacak.
İsveç’in sağcı yeni hükümeti, NATO’ya katılım ve Türkiye’nin taleplerinin karşılanması konusunda son dönemde sıcak mesajlar vererek Ankara’nın tavrını yumuşatma ve süreci hızlandırma çabasında. Kristersson’un Türkiye ziyaretinde de bu mesajları açık bir şekilde iletmesi öngörülüyor.
NATO ve aday ülkeler İsveç ve Finlandiya’nın kaygısı, onay sürecinin daha da uzaması ve Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlere kadar tamamlanamaması. Mayıs ya da Haziran ayında yapılması öngörülen seçimlerin ardından yeni Meclis’in oluşması, toplanması ve normal faaliyetlerine başlamasının aylar sürecek belirsiz bir takvime işaret ediyor olması kaygıları artan bir unsur.
Bu durumun, Ukrayna’yı işgal girişimini sürdüren Rusya karşısında NATO’nun, Avrupa kıtasını daha da bir araya getirerek vermek istediği bütünlük ve caydırıcılık yanıtının içinin boşalmasına neden olacağı ilgili ittifak başkentlerinde yapılan değerlendirmeler arasında.
Dolayısıyla Ankara’ya yapılan baskı, onay sürecinin 2022 sonuna kadar tamamlanmasını içeriyor. 30 üyeli ittifak içinde onay işlemini tamamlamayan sadece Türkiye ve Macaristan kaldı. Macar hükümetinin de 2022 bitmeden onay sürecini tamamlaması öngörülüyor.
ANKARA SÜRECİ NASIL PLANLIYOR?
Bu baskılara karşı Ankara, İsveç ve Finlandiya’nın katılım sürecine ilişkin yükümlülüklerini tam olarak karşılamadıklarını belirtti ve dolayısıyla onay için şu anda somut bir takvim veremeyeceğini ortaya koydu.
Çavuşoğlu, Stoltenberg ile görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada, her iki ülkeden de somut ve olumlu adımlar atıldığını ancak muhtıranın henüz tam olarak uygulanmadığını belirterek Türk hükümetinin pozisyonunu ortaya koydu.
Çavuşoğlu, “Finlandiya ve İsveç makamları üçlü muhtıraya bağlılıklarını dile getiriyorlar. Esas önemli olan muhtırada yer alan unsurların somut olarak uygulanması. Önceki hükümetin çok ciddi adım atamayacağını biz biliyorduk ama İsveç’teki yeni hükümetin daha kararlı olduğunu da görüyoruz,” sözleriyle durumu Ankara adına özetlemiş oldu.
Bu kapsamda İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Bilström’ün Stockholm’ün Türkiye’nin PKK’nın Suriye ayağı olarak tanımladığı ve terör örgütü olarak gördüğü YPG ile arasına mesafe koyacağını açıklaması da Ankara tarafından olumlu bir adım olarak not edildi.
Bu unsurlar ışığında, Ankara’nın işaret ettiği takvim 1 Ocak 2023 sonrasını gösteriyor. İsveç’in yeni terörle mücadele yasası kapsamında başta PKK olmak üzere mutabakat muhtırasında adı geçen YPG ve FETÖ gibi örgütlere karşı nasıl bir yaklaşım belirleyeceği, somut hangi adımları atacağı Ankara’nın onay sürecini belirleyecek unsurlar olarak görülüyor. Bununla beraber Ankara, İsveç ve Finlandiya’nın teröre karşı atacağı adımların ve Türkiye ile yapacakları işbirliğinin “kalıcı” olması koşulunu getiriyor.
Çavuşoğlu’nun olumlu olarak gördüğü en somut adımlardan bir tanesi İsveç’in 2019’da bu yana uyguladığı silah ambargosunu kaldırması oldu. Stoltenberg ile basın toplantısı sırasında Türk şirketlerinin son dönemde yaptığı başvurulara olumlu yanıt verildiği bilgisini paylaşan Türk Dışişleri Bakanı, bu adımın önemli olmakla birlikte kalıcı olması gerektiğini de kaydetti.
Dolayısıyla Türkiye açısından sadece muhtıranın bugünkü uygulaması değil yarın nasıl uygulamaya devam edeceği de bir koşul olarak masada kalmaya devam edecek.
İADE SÜRECİ DE İŞLETİLEMEDİ
Üçlü muhtırada yer alan ve Ankara’nın en çok önem verdiği maddelerden biri İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye’nin talep ettiği terör zanlılarının yargılanmak üzere Türkiye’ye iade edilmesi ile ilgili başlık. Henüz bu konuda Ankara’yı tatmin eden bir gelişme olmaması, muhtıranın tam uygulanmadığı değerlendirmesinin de zeminini oluşturan bir durum.
İsveç ve Finlandiya adalet bakanlıklarından yetkililer, geçen haftalarda Ankara’da ayrı ayrı teknik temaslarda bulunmuşlar ve iade sürecinin olumlu sonuçlanması için görüş alış verişi yapmışlardı.
Türk basınında çıkan haberlere göre, Türkiye İsveç’ten terör ve adi suçlar olmak üzere toplam 33 kişinin, Finlandiya’dan ise 12 kişinin iadesini istedi. Bu süreçte İsveç sadece dolandırıcılık suçundan iadesi istenen bir Türk vatandaşı ile ilgili süreci başlattı. İsveç ve Finlandiyalı yetkililer, iade başvurularının yargı tarafından takip edilip karara bağlandığını, bu sürecin de katı kriterlere bağlı gerçekleştiğini anımsatıyorlar.
F 16 SATIŞ SÜRECİ DE ETKİLİ OLACAK
İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılımına ilişkin dolaylı bir başka ölçüt ise ABD ile devam eden F-16 savaş uçağı satışı süreci olacak. Ankara’nın beklentisi, 8 Kasım’da yapılacak ara seçimlerin ardından Amerikan Kongresi’nin gerekli oylamayı bir-iki ay içinde tamamlaması.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, geçen hafta bir açıklamasında, “Tam bir tahminde bulunmak çok kolay değil ama önümüzdeki bir iki ay içerisinde bu sürecin tamamlama ihtimali yüksek görünüyor. Bu olduğu zaman da F-16 meselesi, hem modernizasyon hem de yeni F-16’ların alınması anlamında çözüme kavuşur,” ifadelerini kullanmıştı.
Ankara’da yapılan değerlendirmeler, F-16 sürecinde Amerikan Kongresi’nden kaynaklanan bir olumsuzluk olması durumunun Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya’ya ilişkin Meclis onayını olumsuz etkileyeceğine işaret ediyor.
F-16 satışı ile birlikte İsveç ve Finlandiya’nın ittifaka katılım sürecinin gelecek hafta Endonezya’nın Bali adasında gerçekleşecek G20 Liderler Zirvesi’nde bir araya gelmeleri öngörülen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın gündeminde olması bekleniyor.