DünyaGündem

Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi 10. yılında diplomasi ve medya dünyasını İstanbul’da buluşturdu

Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in, “Modern İpek Yolu” olarak adlandırılan Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ni dünyaya duyurmasının ardından tam 10 yıl geçti. “İçinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli kalkınma projesi” olarak tarif edilen Kuşak ve Yol, devletler ve kültürler arasında ekonomik, kültürel ve siyasi işbirliğini artırma yolunda köprüler inşa etmeye devam ediyor.

Doğu ile Batı arasında son derece stratejik bir konuma sahip olan Türkiye de şüphesiz projenin önemli ayaklarından biri. Bu olguyu daha geniş kitlelere duyurmak isteyen Çin Medya Grubu ve Ekonomistler Platformu, “Kuşak ve Yol 10 Yaşında: Kalkınma Yolunda El Ele” başlıklı bir etkinlik ile medya ve akademi dünyasından uzmanları bir araya getirdi.

“FIRSATLARI BİRLİKTE KEŞFEDECEĞİZ…”

Taksim Hill Hotel’de yapılan etkinlikte Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı Başkanı Akkan Suver, Çin Medya Grubu Asya ve Afrika Dilleri Yayın Merkezi Başkanı An Xiaoyu, NTV İçerik Koordinasyon Direktörü Cengizhan Kocahan ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Recep Erçin konuşmacı olarak yer aldı. Etkinliği takip edenler arasında ayrıca Büyükelçi Sözen Usluer ile Çin İstanbul Başkonsolos Vekili Wu Jian da vardı.

Çin’in Türkiye Büyükelçisi Liu Shaobin yaptığı konuşmada Türkiye’nin Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin ilk katılımcılarından olduğuna dikkat çekerek “Kuşak ve Yol ile birlikte Türkiye’den başlayarak Kafkaslar bölgesine, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ile Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridor’un daha uyumlu hale geldiğini” belirtti. Çin’in 140’tan fazla ülkenin ana ticari partneri olduğunu ve günde binden fazla yatırımcının Çin’de yerleşik hale geldiğini vurgulayan Liu, Türk kamuoyuna, “Fırsatları birlikte keşfedeceğiz” diye seslendi.

Cumhuriyet’ten M. Birol Güger ve Sarp Sinan Hacır, etkinlik sonrası, Çin Medya Grubu Asya ve Afrika Dilleri Yayın Merkezi Başkanı An Xiaoyu ile kısa bir röportaj gerçekleştirdi.

Sarp Sinan Hacır, An Xiaoyu, M. Birol Güger

“BARIŞ DİYALOG VE İSTİŞARE” MESAJI

Cumhuriyet: Çin halk Cumhuriyeti kısa bir süre önce Astana’ya bir gözlemci gönderdi. Bu hepimizin çok yakından takip ettiği bir hamle. Çin, önümüzdeki süreçte Suriye’deki siyasi çözüme katkı sunmak için girişimlerde bulunacak mı?

An Xiaoyu: Çok fazla detaya girmeden Çin’in bu konudaki genel ilkelerinden bahsetmek isterim. Biz sadece Suriye’de değil her yerde barışçıl diyalog ve istişarenin önünün açılması için çaba gösteriyoruz.

ÇİN’İN KÜRESELLEŞMEDEN ANLADIĞI NEDİR?

Başkan Xi’nin konuşmalarında dikkatimizi çeken bir husus var. Küreselleşmeye güçlü bir vurgu yapıyor ve sıklıkla korunması gerektiğini dile getiriyor. Oysa bizim küreselleşmeden anladığımız; büyük sermaye, küresel tekeller, çok uluslu şirketler ve yürüttükleri agresif neo-liberal politikaların mutlak iktidarı… Peki, yoksullukla mücadele iddiasındaki Çin ve neo-liberal Batı dünyasının küreselleşmeye yönelik yaklaşımları arasındaki temel farklar neler?

Sizin de söylediğiniz gibi küreselleşme, Türkiye ve Çin’de tamamen farklı algılanmakta. Özellikle Devlet Başkanımız Xi’nin bahsettiği küreselleşme çok daha farklı. Xi’nin küresellikten kastı dünyadaki insanların kader birliğidir. Neticede sadece tek bir dünya var ve burada yaşayan insanların çıkarları, kalkınmada ve güvenlikte ortaktır. Bir ülkenin kalkınması sadece kendine fayda sağlamaz, dünyadaki tüm ülkelerin kalkınmasına yardımcı olur. Bu bir denge ve uyum meselesidir.

Böyle bir bakış açısıyla yoksullukla mücadeleye odaklandığımızda, bir ülkenin zenginleşirken edindiği deneyimi yoksullukla mücadele eden diğer ülkelerle paylaşması gerektiğini düşünüyoruz. Örneğin, Çin’de ekinlerin hızlı gelişmesini sağlayan teknolojiler Afrika ve Pasifik adaları başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerle paylaşılıyor. İşte, bahsettiğimiz küreselleşme bu. Sahip olduğunuz kazanımların ve deneyimlerin diğerleriyle paylaşılması.

TEHDİTLERE KARŞI ORTAK MÜCADELE

‘Deniz İpek Yolu’ projesi de en az Bir Kuşak Bir Yol kadar gelişmekte olan ülkeler için önem arz ediyor. Son zamanlarda Tayvan krizi konuşulmaya başlandı. Krizin tırmanması halinde, Çin’in bu deniz aşırı yatırımları tehdit altına girebilir. Böyle bir krizin patlak vermesi durumunda Çin, sınırlarının ötesindeki bu yatırımları nasıl korumayı planlıyor?

Dediğiniz gibi Deniz İpek Yolu da aynı derecede önemli bir inisiyatif. Bu inisiyatifin parçası olan ülkelere karşı da aynı Bir Kuşak Bir Yol’da izlediğimiz ilkeler bağlıyız. Bizim ilişkilerimiz  istişare ve paylaşım üzerine kuruludur. Dünyanın ortak değeri barıştır. Bu inisiyatiflerin parçası ülkelerin tek isteği de budur. Böyle bir projeye müdahale edilmesi durumunda dünyanın barış isteyen ortak bir girişimle tehditlerin karşısına birlikte dikileceğine inanıyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu