Alman mahkemesi, işgal altındaki Polonya’da bulunan Stutthof kampındaki mahkumların “zalimce ve kötü niyetle öldürülmesinde” rol oynadığı iddiasıyla sanık Irmgard Furchner için iki yıl ertelenmiş hapis cezası verdi.
AFP’nin haberine göre Furchner, sona eren duruşmada pişmanlığını dile getirerek suçlamalarla ilgili ilk kez sessizliğini bozdu. Furchner, Itzehoe kent mahkemesinde “Olan her şey için üzgünüm” dedi.
97 yaşındaki eski Nazi sekreteri, Almanya’da 77 yıl sonra Nazi dönemi suçlarından yargılanan ilk kadın oldu.
Eski Nazi sekreteri, Eylül 2021’de dava başlamadan kaldığı huzurevinden metro istasyonuna kaçmaya çalıştı. Hamburg kentinde yakalanmadan önce birkaç saat boyunca polisten saklanmayı başaran kadın, yakalandıktan sonra beş gün boyunca gözaltında kaldı.
Furchner’in avukatları duruşmada, sunulan delillerin Furchner’in cinayetlerden haberdar olduğunu kesin olarak kanıtlamadığını öne sürerek beraat talebinde bulundu.
“TÜRÜNÜN SON ÖRNEĞİ”
Sanık kadın, iddia edilen suçları işlediğinde ergenlik çağında olması sebebiyle çocuk mahkemesinde yargılandı.
Savcılar, Stutthof kampında “Yahudi esirler, Polonyalı partizanlar ve Sovyet Rus savaş esirleri” de dahil olmak üzere yaklaşık 65 bin kişinin öldüğünü söyledi.
Furchner, Haziran 1943 ile Nisan 1945 arasında kamp komutanı Paul Werner Hoppe’nin ofisinde çalıştı. Kendisine karşı açılan davaya göre, Nazi subayı Hoppe’nin emirlerini yazıya döktü ve yazışmalarını yürüttü.
Savcı Maxi Wantzen, yargıçlardan, hapis cezası olmaksızın verilebilecek en uzun ceza olan iki yıl tecilli hapis cezası vermelerini istedi.
Savcı Wantzen, “Bu dava olağanüstü tarihi öneme sahip. Zamanın geçmesi nedeniyle(Bu dava) potansiyel olarak türünün son örneği” ifadesinde bulundu.
Wantzen, birçoğu aynı zamanda eş-davacı olarak görev yapan tanıklara teşekkür ederek, kampta yaşadıkları “cehennemi” anlattıklarını söyledi. Wantzen, “Bunu yerine getirmek için acıyı tekrar tekrar yaşamak zorunda kalsalar da bunun görevleri olduğunu hissediyorlar” dedi.
ZAMAN DARALIYOR
Savcı hakimlere, sanığın büro işlerinin “kampın sorunsuz işlemesini sağladığını” ve kendisine “Stutthof’taki tüm olay ve gelişmeler hakkında bilgi” verdiğini söyledi.
Yiyecek-içeçek kıtlığı ve tifüs dahil ölümcül hastalıkların yayılması gibi “hayatı tehdit eden koşulların” kasıtlı olarak sürdürüldüğünü vurgulayan savcı, bu durumun hemen fark edildiğini söyledi.
Wantzen, sanığın ilerlemiş yaşına rağmen, “bugün böyle bir duruşmanın yapılmasının hala önemli olduğunu” ve hayatta kalanlar öldükçe tarihi kayıtların tamamlanacağını söyledi.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden yetmiş yedi yıl sonra, Holokost (Yahudi soykırımı) bağlantılı suçluların adalet önüne çıkarılması için zaman daralıyor.
Son yıllarda, sanıklar öldüğü ya da fiziksel olarak mahkemeye çıkamayacak durumda oldukları için birçok davadan vazgeçildi.
2011 yılında eski gardiyan John Demjanjuk’un Hitler’in ölüm makinesinin bir parçası olarak görev yaptığı gerekçesiyle mahkum edilmesi, yasal bir emsal oluşturdu ve birçok davanın önünü açtı.
O tarihten bu yana mahkemeler, doğrudan sanıklarla bağlantılı cinayetler ya da zulümler yerine bu gerekçelerle çok sayıda mahkumiyet kararı verdi.
