İGÜ’den yapılan açıklamada sürdürülebilir beslenmeye ilişkin görüşleri yer alan Özkarabulut, dünya çapında artan nüfus ve gıda israfının, şimdiki ve gelecek nesiller için beslenmenin devamını ve besin ögelerinin karşılanma ihtiyacının risk altında olduğunu düşündürdüğünü bildirdi.
Dünyada her 9 kişiden birinin açıklıkla mücadele ettiğini aktaran Özkarabulut, nüfusun hızla artması, iklim değişiklikleri ve tüketicilerin yanlış beslenmesinin gelecek nesiller için büyük tehdit unsuru haline geldiğini vurguladı.
Özkarabulut, sürdürülebilir sağlıklı beslenmenin, bireyin sağlığını ve iyilik halini tüm yönleriyle geliştirdiğini, değişen beslenme şekillerinin ihtiyaçtan fazla protein tüketilmesine neden olmaya başladığını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“2009 yılı itibarıyla sağlıklı bir yetişkinin tüketmesi gereken 56 gram protein sınırı aşılmış ve dünya ortalaması 68 grama ulaşmıştır. Oysa World Resources Institute (WRI) tarafından yayımlanan bir rapora göre, tüketicilerin beslenme tercihlerindeki küçük değişimler tarımsal kaynak kullanımı ve çevresel sorunların azaltılmasında büyük değişimler yaratabilir. Erişilebilir, maliyeti karşılanabilir, güvenilir, eşitlikçi ve kültürel olarak kabul edilebilir olan sürdürülebilir beslenme aynı zamanda beslenmeye bağlı bulaşıcı olmayan hastalıkların (BOH) riskini azaltırken, biyoçeşitliliğin ve gezegenin korunmasını da destekliyor.”
6 ADIMDA SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME ALIŞKANLIĞI
Dr. Öğr. Üyesi Özkarabulut, enerji ve besin gereksinimlerini karşılamak için sadece daha fazla yiyecek üretilmesinin gerçek bir çözüm olmadığını, bu konuda besinlerin kalitesini artırmaya ve beslenme alışkanlıklarını iyileştirmeye yönelik çalışmaların daha faydalı olacağını vurguladı.
Özkarabulut, sürdürülebilir beslenme alışkanlığı için yapılacak 6 adıma ilişkin şu önerilerde bulundu:
