13 farklı üniversiteden 50’ye yakın öğretim elemanının katılımıyla 30 Haziran-1 Temmuz arasında Ankara’da gerçekleştirilen Türkiye Yükseköğretim Alanının Yeniden Yapılandırılması Çalıştayı’nın sonuç raporu açıklandı.
Raporda, akademik özgürlük ve kurumsal özerkliğin şart olduğu, yükseköğretim sistemindeki krizi aşmak için yeni bir çerçeve yasaya ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekildi. Raporda, üniversitenin ve mensuplarının akademik özgürlüklerinin teminatının özerk üniversite olduğu, bu özerkliğin üç temel boyutu ise idari, mali ve akademik özerklik olduğu sıralandı. Özerk üniversitenin şeffaf ve hesap verebilir olması için, katılımcı akademik yönetim, kalite güvencesi, akademik etik ve ortak değerlerin korunmasının gerekliliği vurgulandı. En değerli ortak akademik değer ise liyakat olarak belirlendi.
Raporun her bir başlığının altında yasa yapıcılara yol göstermesi için somut öneriler de yer aldı. Raporda ayrıca, önerilen çerçeve yasanın yükseköğretimde hangi konuları düzenleyip hangilerini düzenlememesi konusunda net öneriler yapılıyor. Özerk üniversitelerin kendi akademik, idari ve mali yapılanmalarını kamu yönetimi ilkelerini gözeterek kendi yönetmelikleri ile belirleyebilecekleri düzen önerildi.
‘YÖK KONTROL EDİLİYOR’
Toplantıda bir konuşma yapan Boğaziçi Üniversitesi’nin eski rektörü Üstün Ergüder, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve YÖK’ün merkeziyetçi yapısına dikkat çekti. Ergüder, “Bir üniversitenin gerçek anlamda üniversite olabilmesi için akademik özgürlük ve kurumsal özerklik şarttır. YÖK, yıllar içerisinde giderek merkeziyetçileşti. Ankara’nın kontrol etme anlayışına daha çok destek olmaya başladı. Böylelikle üniversitelerin akademik özerkliği azaldı ve performans düşmeye başladı” dedi.
(Üstün Ergüder)
Ergüder, bu raporu farklı üniversitelerden bir araya gelen öğretim üyelerinin ortak aklının bir yansıtması olduğunu da ekledi. Raporun tanıtımını yapan Prof. Dr. Taner Bilgiç de Türkiye’nin yükseköğretim sisteminde bir kriz olduğunu, üniversite mezunlarının iş bulmakta zorlandığını, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfus avantajını kaybetmeye başladığını söyledi.
(Taner Bilgiç)
‘İDARİ ÖZERKLİK’ VURGUSU
Akademisyenlerin raporunda öne çıkan bazı başlıklar ise şu şekilde oldu:
- Akademik özgürlüğün teminatı üniversite özerkliğidir ve üniversite için hayati öneme sahiptir.
- Üst düzey yöneticiler, yönetilenlerin rızasını yansıtan bir yöntem ile belirlenmelidir.
- Üniversitenin kamu, sanayi ve sivil toplum kurumları ile üniversite özerkliğini zedelemeyecek şekilde işbirliği geliştirmesini sağlayacak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
- Akademik karar alma süreçlerinde, liyakat temel ilke olmalıdır.
- Tüm karar alma süreçleri üniversitelerin kendi çıkaracakları yönetmeliklerle düzenlenmelidir.