MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün merakla beklenen parti grup konuşmasına, yaklaşan 10 Kasım nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak başladı. Bahçeli şunları söyledi:
“Aziz Atatürk emperyalizmle vuruşa vuruşa iman ve irade gücüyle Türk devletini ortaya çıkardı. Babasının vefatından sonra dayısının evinde bakla tarlası bekledi karga kovaladı. Gün geldi düşmanı da İzmir’e kadar kovaladı. Selanik Askeri Rüştiyesi’nde, büyük bir kumandan ve devlet adamlığı vasfının hamurunu yoğurdu. Atatürk demek vatan ve milletin saadeti demektir. Atatürk demek milli mücadelenin başı Cumhuriyetin başarısı demektir.”
Bahçeli, aynı konuşmasında daha sonra siyasal İslamcılığın “fikir” babalarından Osman Yüksel Serdengeçti’ye ve Nurettin Topçu’ya yer verdi. MHP lideri önce kürsüden, Serdengeçti’nin Osmanlı özlemini dile getirdiği, “İmparatorluğa mersiye” isimli şirini okudu.
“SELANİK DÖNMELERİ, TANRILAR GİBİ KONUŞTULAR…
Bahçeli’nin andığı Osman Yüksel Serdengeçti, Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerine karşı fikirleriyle Türkiye siyasal İslamcı sağının önde gelen isimlerinden biri olarak biliniyor.
1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi listesinden Antalya milletvekilliği yapan Serdengeçti, “Samsun konuşması” olarak bilinen hitabıyla hatırlanıyor. Serdengeçti, o konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:
“Tepeden inme dışarıdan gelme yapılan birçok inkılaplar milleti allak bullak etmişti. Paris sokaklarında yetişenler! Hukuk-u beşer beyannamesini ezbere bilenler! Laiklik ve inkılapçılık perdesi altında yoksul Anadolu halkının imanını, vicdanını, hak ve hukukunu pervasızca çiğnediler.
Kıtalara hükmeden, 3 kıtada asırlarca dimdik duran ecdadımızı, şurada, burada, halkevlerinde türlü kuyruklara sokarak tahkir ve tehvil ettiler.
Onlar kendilerini yarı ilah sayıyorlardı. Yapanlar onlardı, yaratanlar onlardı, partilerinden bahsederken şerefli partimiz diyorlardı. On yılda on beş milyon genç yaratmışlardı. Tam 27 yıl tanrılar gibi konuştular. Firavunlar gibi saltanat sürdüler. Yediler, içtiler, kustular. Altta kalanın canı çıksın. Altta kalan halktı, milletti, köylüydü. Amma nutuklarda, amma afişlerde ‘Köylü milletin efendisidir’ diye yazıyordu. Halkı ve köylüyü efendimiz sensin, efendimiz sensin diye soydular.”
Serdengeçti, “Mabetsiz Şehir” isimli kitabında da Atatürk ve silah arkadaşlarını isim vermeden şu sözlerle hedef almıştı:
“Selanik Dönmeleri, şunu bilsinler ki: Bu vatanı, bu milleti suyun öte tarafından gelen gayri Türkler kurtarmadı!.. Bu vatanı; bu milleti biz kurtardık, biz… Müslüman Türk milleti!.. “
LAİKLİK DÜŞMANI TOPÇU
Bahçeli’nin Osmanlı dönemini övgü ve özlemini ifade için daha sonra başvurduğu isim ise laiklik karşıtı fikirleriyle bilinen Nurettin Topçu oldu. Bahçeli Topçu’nun “Büyük Fetih” isimli kitabına atıf yaptı, Topçu’nun tarihteki Türk devletlerinin yaptığı fetihleri üçe ayırdığını söz konusu kitaptan alıntı yaparak dile getirdi.
Topçu’nun kitapları arasında bulunan “Maarif Davası”nın okullarda dağıtılması, yakın zamanda tepki konusu olmuştu. Alevileri ve karma eğitimi hedef alan, nefret söylemi içerikli kitap, Antalya’da valilik tarafından uygulanan AHENK (Antalya’da Hedeflenen Eğitime Nitelik Kazandırma) Projesi kapsamında öğretmenlere imza karşılığı dağıtılmıştı. Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, yapılan uygulamaya tepkisini “Okullarda bu zihniyetin kitapları ile beslenenler kadının sosyal yaşamda daha fazla yer almasını, özgürleşmesini ve eşit haklara sahip olmasını savunabilir mi? Kadını ev işleri, çocuk bakımı ve erkeğin denetimi altında olmasını dayatan bir zihniyet kadın düşmanı değil de nedir?” ifadeleriyle dile getirmişti.