Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında önceki gün toplanan ve 3 saat süren Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından MGK Bildirisi yayımlandı. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine başlatmayı hedeflediği kara harekâtına ilişkin mesajlar yer alan bildiride, bölgede hiçbir terör örgütünün varlığına ve etkinliğine müsaade edilmeyeceği vurgulandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da dün benzer açıklamalar yaptı. Akar, “Terör koridoru oluşmasına asla müsaade etmeyeceğiz” dedi. Akar, ABD’ye çağrıda bulunarak “Teröristlere olan desteğinizi kesin” diye konuştu.
Uzmanlar ise olası bir harekâtta saha taktiğinin yanı sıra, bölgede kalıcı strateji üretilmesi gerektiğine dikkat çekti. Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, Türkiye’nin olası bir kara harekâtında hedeflerinin nereler olacağını ve bölgede Türkiye’nin güvenliği için acil çözüm bekleyen yerleri Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Türkiye’nin, Tel Rıfat, Münbiç, Ayn-el Arab’ın sırasıyla veya ihtiyaca göre aynı anda ele geçirileceğini ortaya koyduğuna dikkat çeken Atabay, şehirlerin özelliklerini ise şöyle sıraladı:
- Tel Rıfat: Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı harekât bölgesi arasında bir kama gibi. Her iki tarafı da taciz edecek bir konumda. Teröristler burada barınmakla Halep bağlantısını da sağlıyorlar.
- Münbiç: Bu bölge hem Halep hem de Tel Rıfat geçişine bir koridor imkânı sunuyor. Türkiye de örgütün bu argümanını elinden almak istiyor.
- Ayn-el Arab: Hem Münbiç’e hem Tel Rıfat’a giden güzergâhtaki koridoru kontrol altına alacak coğrafi özelliği var. Burası aslında bir taşla iki kuşu vuracak özelliğe sahip bir alan. Eğer kontrol altına alınırsa; Süleyman Şah Türbesi’nin yerine iadesini kolaylaştırır, M4 karayolunun kontrolünü sağlar, YPG’nin Tel Rıfat’la Münbiç’e olan lojistik destek hattının da koparılmasını sağlar, Barış Pınarı Harekât bölgesinin de batı tarafını Fırat Nehri’ne yaslamış olursunuz ve böylece Fırat Kalkanı Harekât bölgesinin bütünlüğünü de sağlamış olursunuz.
(Ünal Atabay)
‘KALICI ETKİ ÜRETİLMELİ’
Bu 3 şehre odaklanmanın yalnızca “saha taktiği” olduğunu dile getiren Atabay, harekatın “stratejik taktiklerine” ilişkin ise şunları sıraladı:
“Harekât, örgüt üzerinde ve uluslararası konjoktürde önemli bir etki üretir. ABD ve Rusya’nın, YPG üzerindeki bağlantısının kesilmesi, Türkiye için avantaj elde edilmesi açısından önemlidir. Suriye Devlet Başkanı Esad’la müzakereye yol açmasına fırsat sağlar. Harekât, bu faktörleri yerine getirirse, politik hedefine de ulaşmış olur. Askeri açıdan da bakıldığında en önemlisi PKK/YPG’yi etkisiz hale getirebilmektir. Kalıcı etki, stratejik hamle geliştirerek yapılır. Türkiye’nin en önemli hedefi şu olmalı: Örgüte uluslararası desteğin kesilmesi ve bölge ülkeleriyle kalıcı bir işbirliğinin yapılması.”