Siyaset

Kurucumuz Yunus Nadi’den Ahmet Taner Kışlalı’ya Cumhuriyet yolunda 29 Ekim seçkisi… | GUNDEM.WiKi

Karşıdevrimin sürekli baltalamaya çalıştığı Kemalist Cumhuriyet, dün de bugün de ona sadık yurttaşları yetiştirmeye ve yüzünü aydınlığa dönmeye devam ediyor… Gerici kuşatma altında olan ülkemizin, kurucu değerlerine sarıldığı bugün, bu yolda hep yolbaşçı olan gazetemizin yazarlarından yaptığımız seçkiyle bayramımızı kutluyoruz…

CUMHURİYETE BORÇLUYUZ

Kurtuluş Savaşımızın engin ve rengin sayfalarını bu rejime borçlu olduğumuz gibi, Türk milletine uygar dünya arasında müstesna bir yer veren devrim başarılarımızı da gene ona borçluyuz.

İşte eşsiz bu¨yu¨k du¨nya buhranının her tarafta birer yanardağ gibi tutuşup akan olaylar arasında su¨ru¨klenip giderken aziz rejimimizin on dokuzuncu yıldönümüne kavuşunca biz bu¨tu¨n Türkler bu tu¨rlu¨ duygular ve düşüncelerle haklı bir huzur ve rahatlığa kavuşmuş oluyor ve en çetin yaşam şartları u¨stu¨ne yükselerek karşımızda yenilmeyecek hiçbir zorluk bulunmadığı kanaatiyle yolumuza devam ediyoruz.

YUNUS NADİ

29 EKİM 1942 

KAÇINILMAZ ÖDEV

Bu ödevi ihmal edersek yarınki kuşaklar onu başaramaz mı? Başarmasına elbette başarır. Fakat ara yerde vakit kaybederiz. Gittikçe hızı artan uygarlık yarışında biraz daha geri kalırız. Bize ve çocuklarımıza yazık olur.

NADİR NADİ

29 EKİM 1956

AYDINLIK BAYRAMI

Cumhuriyetin 69’uncu yıldönümü bugün törenlerle kutlanıyor, şenlikli bir gün… (…) 1923’te temeli atılan Cumhuriyet, bugün kimi çevrelerde “tu kaka” oldu…

Hangi çevrelerde? Kürtçüler… Şeriatçılar… Enteller…

Ellerinden gelse, Cumhuriyeti kuranları mezardan çıkarıp sanık sandalyesine oturtacaklar, “işledikleri suçlar” dan ötürü hepsini cezalandıracaklar.                                                           

*

(…)1923 Devrimi, emperyalizmle dişe diş göze göz bir Kurtuluş Savaşı’nın sonucudur. (…)

Laiklik sürecinden geçmeden hiçbir toplumda demokrasi kurulamaz. (…) Kadını ikinci sınıf insan ya da köle sayan şeriatın demokrasiyle bağdaşması olanaksızdır.

*

Her yıl içinde yaşadığımız koşullara göre yeni bir Cumhuriyet Bayramı’nı algılıyoruz. (…)

Cumhuriyetin ilk yıllarında, coşku, duygu, heyecan ağır basıyordu; artık akıldır bize egemen olan, tarihsel bilincin aydınlığıdır Cumhuriyeti teraziye vuran…

Sevgili Atatürk’ün anısı önünde eğilerek diyoruz ki Cumhuriyet Bayramı hepimize kutlu olsun!..

İLHAN SELÇUK

29 EKİM 1992

TAM BAĞIMSIZLIK… 

Ulusal Kurtuluş Savaşımız “tam bağımsızlık” inancından kaynaklanır. Atatürk, bu “tam bağımsızlık” kavram ve inancını, “siyasette, maliyede, iktisatta, adalette, askerlikte ve kültürde” bağımsızlık olarak tanımlamaktadır. (…) Atatürk, yeni Türk devletinin amacını işte böyle tanımlamaktadır Tam bağımsızlık ve kayıtsız koşulsuz ulusal egemenlik… Cumhuriyetimizin ideolojik çerçevesi, siyasal yapısı ve özü işte bu ilkelerde saklıdır. (…) Atatürk’ün “tam bağımsızlık” inancıyla yoğrulmuş, kan ve ateş pahasına kazanılmış Kurtuluş Savaşı’nı unutursak, Cumhuriyeti, onu oluşturan siyasal ve ideolojik yapıyı unutmuş Cumhuriyete ve Atatürk’e yabancılaşmış oluruz. “Tam bağımsızlık” ve “ulusal egemenlik” Cumhuriyetimizin temelindeki harclardır, “laiklik” Cumhuriyetin bir başka vazgeçilmez niteliğidir. (…) Önümüzdeki yıllarda, Kurtuluş Savaşımızın antiemperyalist inanç ve ruhundan kaynaklanacak siyasette ve ideolojide “tam bağımsızlık” ilkesini baş tacı yapan ilerici ve devrimci siyasal düşünceler güç ve yaygınlık kazanırsa, işte o zaman “Hoş gelişler ola/Mustafa Kemal Paşa” türküsünü hep birlikte söyleyeceğiz: Hep birlikte!

UĞUR MUMCU

29 EKİM 1983

YAPRAKLAR… 

Bugün 29 Ekim…

Atatürk, Birinci Dünya Savaşı’nda zafer kazanmış tek Osmanlı paşasıydı. Daha Anafartalar’ın ertesinde yaşayan bir “efsane” olmuşmuştu. Yurtiçinden ve dıştaki Müslümanlardan gelen önerilere uysa, istese, padişah ve halife olması çok kolaydı. Cumhuriyeti kurmaktan çok çok daha kolay!…

(…) 1922 Ekimi’nin son günleriydi.

TBMM’deki bazı hocalar saltanatın kaldırılmasını engellemeye çalışıyorlardı. İslam hukukuna göre, halifenin mutlaka “dünyevi iktidar”a da sahip bulunması gerektiğini savunuyorlardı. Etkiliydiler. (…) Türkiye’nin son yarım yüzyılı, ülkeyi yönetenlerin Atatürk doğrultusuna ihanetleri ile doludur… Ama topluma kazandırdıklarının yitmesi tehlikesi arttıkça “yeni nesiller”deki Kemalist bilinç de artmaktadır.

Bırakın bazıları, çok paralı gazetelerindeki köşelerin de “Kahrolsun Bağımsızlık” başlıklı yazılar yazsınlar! Bırakın bazıları, “İşçilerin vatanı yoktur” diye Kemalizme kin kussunlar!..  Bırakın “yeni mandacılar iç ve dış bazı karanlık güçlerce basının köşe başlarına yerleştirilsinler! Onlar, “görev”lerini yapsınlar ki Kemalizmin önemi ve güncelliği çok daha iyi anlaşılsın!

AHMET TANER KIŞLALI

29 EKİM 1995

l Seçkideki yazılar, günümüz Türkçesine uyarlanmış ve özetlenmiştir… l

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu