Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
CHP lideri buradaki konuşmasında, kendisini ‘DNA testi’ üzerinden hedef alan MHP lideri Devlet Bahçeli’ye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, kendisine “Kendi DNA testini yaptırırsan ölen teröristin test sonuçlarını görürsün” diyen Bahçeli’ye yönelik şu ifadeleri kullandı:
“Vallahi güzel bir öneri ama bir şartım var. Beraber DNA testi yaptıracağız, kimin ne olduğu çıksın ortaya. Benim kim olduğumu öğrenmek istiyorsan Konya’nın Akşehir’ine gideceksin. Seyyid Mahmudi Hayrani türbesinde bir Fatiha okuyacaksın. İki İstanbul Müftülüğüne gideceksin Kuyudi Kadime Arşivi’ne bakacaksın. Benim kim olduğumu öğreneceksin. Kim olduğumu biliyorum, herkesin kimliği nasıl şerefiyse benim kimliğim de benim şerefimdir.”
İLK KEZ SANDIĞA GİDECEK GENÇLERE SESLENDİ
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan satırlar şu şekilde:
“Siz haykırıyorsunuz adalet istiyorsunuz. Adaletin olmadığı bir yerde düşünce özgürlüğü, hak, hukuk olmaz. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti 100. yılda demokrasi ile taçlandıracağız. Bunun sözünü veriyorum size. Toplumu neden ayrıştırıyorsunuz, neden bölüyorsunuz? Yüce yaradanın bize bahşettiği en önemli unsur, akıl. Yani düşünmek, iyi şeyler yapmak. Bilime, insanlığa katkıda bulunmak. Ezilen insanın yanında olmak. Yazı yazdı diye hapislere atılan insanların sesi olmak. Bunları yapmaya kararlıyız.
En büyük gücüm, bu ülkenin gençleri yani sizlersiniz. 7,5 milyon gencimiz ilk kez sandığa gidip oy kullanacak. 7,5 milyon gencin tarihsel bir sorumluluğu var. En büyük gücüm bu ülkenin gençleri. 7.5 milyon gencimiz ilk kez sandığa gidip oy kullanacak. Ya bir dikta yönetimine kalıcılık sağlayacağız ya da bir dikta yönetimini demokratik yollarla sonlandıracağız. İkincide benimle beraber olmaya hazır mısınız?”
“KALEMİNİ SATAN İNSANDAN GAZETECİ OLMAZ”
“Şu anda Türkiye’de iki tür medya var. Bir, gazetecilerin hakkını veren, eleştirel olarak olaylara bakan, özgürlükçü medya. Burada görev yapanlar gerçek anlamda birer gazeteci. Bu özgür medyada görev alan ve kalemini satmayan bütün gazetecilere buradan selamlarımızı saygılarımızı gönderiyoruz. Kalemini, dolayısıyla iradesini satan gazetecilere gazeteci denmez. Onun adına havuz medyası denir. Kalemini satan insandan gazeteci olmaz. Havuz medyasının neler yaptığını, toplumu nasıl kamplaştırdığını gayet iyi biliyoruz. Yalanın her türlüsünü rahatlıkla yazabiliyorlar, çizebiliyorlar, söyleyebiliyorlar.
DEZENFORMASYON YASASINA SERT TEPKİ
“Havuz medyası her kanaldan besleniyor. En büyük kaynağı beşli çete. Beşli çetenin varlık nedeni havuz medyasıdır. Havuz medyasının varlık sebebi de beşli çetedir. O yüzden söylüyorum geliyor gelmekte olan, beşli çeteyi bulacağız ve yakalayacağız onları. Dezenformasyon yasasını getirmelerinin temel amacı Saray ve şürekasının ve onun beslemelerinin yaptığı yolsuzlukları kimse yazmasın diye.”
“GENÇLERE KATIKSIZ GÜVENİYORUM”
“Getirdiler bir kanun teklifi. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi başka arayışların içine de giriyorlar. Hangi arayışa girerlerse girsinler gençler doğruları görecektir. Ben bu ülkenin gençlerine katıksız güveniyor ve inanıyorum. Sizler bu ülkeyi gerçek anlamda değiştireceksiniz.”
“10 MİLYON EURO RÜŞVET DAĞITTILAR”
“10 milyon Euro rüşvet dağıttılar. Buradaki mahkemede gizlilik kararı aldılar kimse öğrenmesin diye. Ama Siemens bir Alman firması ve Almanya’da da mahkeme var. Oradan öğreniyoruz. Rapordan okuyorum… ‘Siemens Türkiye’nin verdiği 10 milyon Euro’nun yüzde 30 Türk devlet görevlilerine… Yüzde 20 Kolin’e… Yüzde 20 TCDD yetkililerine… Yüzde 20 Siemens ile Kolin’i buluşturan aracılara… yüzde 10’u Siemens Türkiye’nin yöneticilerine verdik’ diyor.
Dış güçler Türkiye’yi bu hale getirdiyse peki siz neredeydiniz? Siz demek ki Türkiye’yi yönetemiyorsunuz. Efendim son mermiyi de ekonomiye sıkmışlar. Şu akla bakar mısınız? Devleti yönetemediklerini itiraf ediyorlar.
“Şu anda ülkeyi yönetenler çok açık bir şekilde halka yalan söylüyorlar. Ne diyorlar, ‘Biz faize karşıyız, faizi indireceğiz’ diyorlar. İndirin. Hangi faizi indirdiler? Kimin faizini indirdiler? Merkez Bankası’nın bankalara açtığı faizi indirdiler. Yani halkın faizini değil.”
ERDOĞAN’IN SÜFLİ ÇIKIŞI
“‘Sırf daha iyi arabaya binmek, daha iyi telefon alabilmek, daha iyi konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle ellerin yani başka ülkelerin kapısına varanlara acıyarak bakıyorum’ diyor. Sevgili gençler bu dili sakın kullanmayın. İnsanınıza saygılı olun. Bu dil kutuplaşmayı yaratan bir dildir. Böyle bir dili kendi gençlerine niye kullanıyorsun? Sen ülkede iş verdin de çalışmadı mı? Türkiye’deki gençler sarayın ya da havuz medyasının beslemeleri olmak istemediler. Bu gençler çalışarak, üreterek, kazanarak kendilerine daha iyi bir yaşam kurmak istediler.
Onlar bizi zaman zaman tahrik ederek sokaklara çekmek istiyorlar. Cam çerçeve indirtmek, polisleri üstümüze salmak istiyorlar. Çok dikkatli, çok kararlı hep birlikte sandığı bekleyeceğiz. Sandık geldiği zaman her birimiz tek tek sandığa gideceğiz. Türkiye’nin kaderini hep birlikte değiştireceğiz.
Gençlik hayal kurmak demektir. Hayal kurmak sakın vazgeçmeyin. Güzel hayalleriniz olsun. Bir şeyden emin olmanızı isterim. Sizin hayalleriniz benim hedefim olacak ve biz o hedefi gerçekleştireceğiz.”
BAHÇELİ’YE ‘DNA’ YANITI
“Bir parantez açayım biraz gülelim. Sayın Bahçeli bugün demiş ki, ‘Ey Kılıçdaroğlu DNA testi yap’ diye. Vallahi güzel bir öneri ama bir şartım var, beraber DNA testi yaptıracağız. Kimin ne olduğu çıksın ortaya. Beraber gideceğiz, aynı laboratuvara gideceğiz birlikte DNA testi yaptıracağız. Ama ona bir ipucu daha vereceğim. Benim kim olduğumu öğrenmek istiyorsan Konya’nın Akşehir’ine gideceksin. Seyit Mahmûd-ı Hayrânî türbesinde bir fatiha okuyacaksın. İstanbul müftülüğüne gideceksin kuyud-ı kadime arşivi var, o arşive bakacaksın. Benim kim olduğumu öğreneceksin. DNA testi yapmaktan asla vazgeçmem, kim olduğumu biliyorum. Herkesin kimliği nasıl şerefiyse, benim kimliğim de benim şerefimdir.”
GÜNDEM OLAN ‘BAŞÖRTÜSÜ’ ÇIKIŞI
“Dün akşam bir video yayımladım. Çok önemli bir konu hakkında halkımıza seslendim. ‘Saray beni iyi dinledin. Kadınların duygularını inançlarını istismar ettiğini yeter bugün kanun teklifimizi gazi meclisimize vereceğiz. Artık kanunu çıkaralım ve bu çağ dışı tartışma bitsin. Yüreği yeten de peşimden gelsin.’ Bu yaraları kapatmaya ant içtim. Omuz omuza yan yana yapacağız dostlarım.”
600 GENÇ KILIÇDAROĞLU’NU BEKLEDİ
Kılıçdaroğlu’nun yeni yasama yılının ilk grup toplantısında salonu 81 ilden gelen 600 genç doldurdu. Milletvekillerinin koltuklarına oturan gençler “Umudun lideri gençlik seninle” yazısı ve aynı mesajın yazıldığı tişörtlerle Kılıçdaroğlu’nu bekledi.
Gençler, Kılıçdaroğlu’nu alkışlarla ve “Gençliğin Umudu Kılıçdaroğlu” sloganı atarak karşıladı.
NE OLMUŞTU?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Ekim Pazartesi günü saat 21.00’de sosyal medya hesabından, “Bazı şeyler yürek ister, o yürek benim yol arkadaşlarımda var” notuyla bir video paylaşmıştı.
Helalleşme çağrısı kapsamında başörtüsü konusunda harekete geçeceklerini duyuran Kılıçdaroğlu, bugün TBMM’de yapacağı grup toplantısının ardından kanun teklifi vereceklerini açıklamıştı.
“BU YARALARDAN BİRİ DE BAŞÖRTÜ MEVZUSU”
Kılıçdaroğlu, şöyle konuşmuştu:
“Yaralardan biri başörtü mevzusu. Burada bizim de yanlışlarımız oldu geçmişte. Ama değişmeyi öğrenmeyi bildik. Şimdi bir sonraki aşamaya geçme zamanı. Bu meseleyi toplum olarak aşma, geride bırakma zamanı.
Konuyu devlet ciddiyeti ile çözme ve siyasetçilerin iki dudağı arasından çıkarma zamanı. Evrensel hukuk ilkeler ile uyum içinde bir kanuni çerçeve oluşturduk. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız. Yarın itibari ile bu yarayı sonsuza kadar kapatacak adımı atıyoruz. Kanun teklifimizi grup toplantımızdan hemen sonra TBMM’ye sunacağız.”
“BAKALIM ONLARIN TUTUMU NE OLACAK?”
“CHP grubu eksiksiz, amasız, fakatsız ve yüreklice bu kanunun arkasında duracaktır. Sarayın da samimiyet turnusolü bu? Bakalım onların tutumu ne olacak? Türkiye’nin yaralarını bir bir kapatma konusunda yol arkadaşlarım benimle. Türkiye’nin çok kanayan yaralarını kapatma konusunda da biz daha cesur olacağız. Bundan en ufak bir şüphem yok ve sevgili halkım bu zor, ama zor olduğu kadar da hakiki olan yolculukta sizi de yanımda görmek istiyorum. İyi akşamlar.”