Teknoloji

James Webb Uzay Teleskobu ilk galaksilerden bazılarını gördü | GUNDEM.WiKi

Webb programlarının birinde baş araştırmacı olan ve Los Angeles – California Üniversitesinde çalışan Tommaso Treu, “Gördüğümüz her şey yeni” diyor. “Webb, hayal ettiğimizin ötesinde çok zengin bir evren olduğunu gösteriyor. Evren bir kez daha bizi şaşırttı. Bu ilk galaksiler pek çok yönden olağan dışı.”

İtalya Ulusal Astrofizik Enstitüsünde çalışan Marco Castellano ve Harvard & Smithsonian Astrofizik Entitüsü ile Cambridge – Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde çalışan Rohan Naidu’nun hazırladığı iki araştırma makalesi, Astrophysical Journal Letters bülteninde yayımlandı.

ANALİZ YAPILARAK OLAN DIŞI DERECEDE PARLAK İKİ GALAKSİ KEŞFEDİLDİ

Populer Science Türkçe’de yayınlanan içerikte ilk bulgular, iki Erken Yayın Bilim (ERS) programını kapsayan geniş çaplı bir Webb araştırma girişiminden geliyor. Bu programların ise Grism Lensi Güçlendirilmiş Uzay Gözlemi (GLASS) ve Kozmik Evrim Erken Yayın Bilim Gözlemi (CEERS) olduğu belirtiliyor.

Araştırmacılar sadece dört gün analiz yaparak, GLASS-JWUT görüntülerinde olağan dışı derecede parlak iki galaksi keşfettiler. Bu galaksiler, büyük patlamadan 450 ila 350 milyon yıl kadar sonra var olmuş (kızıla kayma oranları sırasıyla 10,5 ve 12,5). Fakat gelecekte Webb ile yapılacak tayf ölçümleri, yaşlarının onaylanmasına yardımcı olacak.

GLASS-z12 adı verilen, büyük patlamadan 350 milyon yıl sonrasına ait olduğu düşünülen ve daha uzakta yer alan GLASS galaksisiyle ilgili konuşan Naidu, “Webb ile birlikte daha önce kimsenin görmediği kadar uzaktan gelen yıldız ışığını bulmaktan heyecan duyuyoruz” diyor. Önceki rekorun sahibi, büyük patlamadan 400 milyon yıl sonra var olan (kızıla kayma 11,1) ve 2016 yılında Hubble ile Keck Gözlemevi tarafından derin gökyüzü programlarında belirlenen GN-z11 galaksisiydi.

“Tüm bu tahminlere dayalı olarak, böyle galaksileri bulmak için uzayın çok daha büyük bir hacminde arama yapmamız gerektiğini düşündük” diyor Castellano.

Makalenin dördüncü yazarı Paola Santini, “Bu gözlemler akıllara durgunluk veriyor” diyor. “Gökbilimde yepyeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. Sanki arkeolojik bir kazı yapıyormuşsunuz ve birden kayıp bir şehir veya bilmediğiniz bir şey buluyormuşsunuz gibi. Afallatıcı bir olay.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu