Son dakika… Türkiye günlerdir İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı’nda yaşanan çocuk istismarı haberiyle çalkalanırken, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Birgün yazarı Timur Soykan’ın 3 Aralık’ta ortaya çıkardığı kan donduran olaya ilişkin kulağının üstüne yatmayı tercih etti.
İLK AÇIKLAMA 7 GÜN SONRA
Olayın patlak vermesinin üstünden yedi güç geçtikten sonra 10 Aralık’ta memleketi Yozgat’ta konuşan Adalet Bakanı Bozdağ, konuya ilişkin ilk değerlendirmesinde Adalet Bakanı olduğunu hatırlatarak böylesine vahim bir durumu sıradan bir hadiseymiş gibi sundu ve “Ben her davada bir açıklama yaparsam o zaman adaletin terazisi nasıl doğru tartacak? Ben adalet yerini bulsun diye konuşmuyorum” dedi.
KILIÇDAROĞLU YÜRÜMESE…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki gün önce (12 Aralık) bu kayıtsızlığı protesto etmek için TBMM’den Adalet Bakanlığı’na yürüyünce de Bozdağ bu kez Twitter hesabından Adalet Bakanlığı’nın olan biten hakkında sessiz kalmadığını savunan bir açıklama yaptı.
Hayli gecikmiş olduğu aşikar mesajında Bozdağ, öncesinde yaptığı gibi Adalet Bakanı olduğu anımsatması yaparak, “Çocuğun cinsel istismarı; din, ahlak, hukuk ve kültür dahil ne kadar mukaddes değerimiz varsa hepsini çiğnemektir” ifadesini kullandı.
Bozdağ tepkisine devamla çocuğun cinsel istismarının insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, klasik “Yargıya güvenin, yargılama sonucunu bekleyelim. Yargılama sonucunda hak da adalet de yerini bulacaktır” öngörüsünde bulundu.
‘RIZASI VARDI’ DERKEN YARGIYI ETKİLEMİYOR MU?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 16 Kasım 2016’da tecavüzcülere af öngören düzenlemeyi savunurken bugün hâlâ kulaklarda çınlayan sözler sarf etmişti.
Çocuk yaşta yapılan evliliklerin ailelerin onayıyla gerçekleştiğini aktaran Bozdağ, şöyle konuşmuştu: “Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş kişiler değil. Tamaman ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler.”
PEKİ YA GÜLŞEN’İ HEDEF ALIRKEN…
Şarkıcı Gülşen’in geçen Nisan ayında verdiği bir konser sırasında imam hatiplilerle ilgili yaptığı şaka sosyal medya trolleri tarafından ağustos ayında piyasaya sürülmüştü. AK troller ve iktidar medyası ise koro halinde Gülşen’in cezalandırılmasını talep etmişti.
Tutuklamaya giden süreçte Adalet Bakanı Bozdağ, Gülşen’in sözlerine ilişkin “Sanatçı kisvesi adı altında kin, nefret ve ayrımcılık dili kullanarak halkın bir kesimini diğer kesimine karşı tahrik etmek, sanata ve sanatçılara da yapılmış saygısızlıktır” ifadesini kullanmıştı.
Sonunda da Gülşen 25 Ağustos’ta gözaltına alınmış ve aynı gün tutuklanmıştı. “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan” hapse atılan Gülşen, 30 Ağustos’ta adli kontrol şartıyla (ev hapsi) serbest kalmıştı.
SEDEF KABAŞ’I DA SELEFİ HEDEF ALMIŞTI
Bekir Bozdağ’ın selefi Abdulhamit Gül de gazeteci Sedef Kabaş’ı açıkça hedef göstermişti. Kabaş, 22 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle gözaltına alınmıştı.
Gül koltuktaki son günlerinde Kabaş’la ilgili “Edepten nasipsiz, çirkin sözleri lanetliyorum. Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır” ifadelerini kullanmıştı. 29 Ocak’ta görevden affını isteyen Gül’ün son icraatlarından biri bu olmuş ve Kabaş, 23 Ocak’ta tutuklanmıştı.