Anıları dinlemek ne güzeldir. Bir de bu anılar hayran olduğumuz sanatçıların anılarıysa. Hele ki bazıları beyaz kelebekler olmuş ve gökyüzüne ulaşmışlarsa… Yüzümüzde bir gülümseme, sonra gözlerimizde iki damla yaş…
Süreyya Operası, 26. İstanbul Tiyatro Festivali’ne ev sahipliği yapıyor bu yıl. Süreyya’da tiyatro seyretmenin keyfine bir de Ali Poyrazoğlu’nun anıları ve Çiğdem Erken’in besteleri eşlik edince, deyim yerindeyse tadından yenmez bir gösteriyi seyretmenin hoşluğu ve tebessümüyle ayrılıyorsunuz Süreyya’dan…
Bu yıl ki Onur Ödülü’nün de sahibi olan Poyrazoğlu’nun festival için yarattığı projesi “Habanera Makamı” geçmişe bir yolculuk gibi. Anılarından yola çıkarak tiyatro ve operayı buluşturduğu bu gösteride Ali Poyrazoğlu’na sahnede Çiğdem Erken Kuartet eşlik ediyor.
Müjdat Gezen ile vaktiyle şehir tiyatrolarına başkaldırmaları, sonra yeni ve küçük bir tiyatro kurmaları, Poyrazoğlu’nun annesiyle yaşadıkları, Yıldız Kenter ve Şükran Güngör ile Kenter Tiyatrosu anıları bizi gülerken ağlattı.
Ali Poyrazoğlu bu bugüne mesaj vermeden durur mu? Tabii ki ülkemizde yaşanan olumsuzluklara ve her geçen gün artan pahalılığa bir seslenişi vardı sahneden. Her gün yapılan zamları hep beraber şarkı söyleyerek eleştirdik, aslında güldük ağlanacak halimize! Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!
Bu sene 60. sanat yılının yanı sıra kendi adını taşıyan tiyatrosunun 50. yılını kutlayan; ülkemizin kültürel belleğinde yer etmiş bir isim Ali Poyrazoğlu. 80’li yıllarda pek çok müzikalde rol alan ve kurduğu Yeşil Kabare’de Adile Naşit, Yıldız Kenter, Zeki Müren, Müjdat Gezen, Ferdi Özbeğen, Sezen Aksu, Rasim Öztekin gibi isimlerle aynı sahneyi paylaşan Ali Poyrazoğlu’nun tiyatrosunda güldürü kadar müzik de önemli bir yer tutuyor. Bizet’nin Carmen’ine duyduğu yakın ilgiyi, 10 yıl önce yine İstanbul Tiyatro Festivali için yarattığı ve tiyatroseverlerin büyük ilgisiyle yıllarca sürdürdüğü Asi Kuş’tan bildiğimiz Poyrazoğlu, yepyeni projesi Habanera Makamı’nda bir kez daha Carmen’e dönerek tiyatro ve operayı buluşturuyor.
Yazının başında beyaz kelebekler dedik ya; Poyrazoğlu oyun bitince tüm alkışlardan oluşan beyaz kelebekleri ceplerine doldurdu ve sonra tüm kelebekleri gökyüzüne; Şükran Güngör’e, Adile Naşit’e, Yıldız Kenter’e, Müşfik Kenter’e, Zeki Müren’e, Ferdi Özbeğen’e, Rasim Öztekin’e, Münir Özkul’a, Ferhan Şensoy’a ve daha sayısız beyaz kelebek olmuş bu ülkenin değerli sanatçıları, arkadaşlarına yolladı. Gökyüzünden bir selam, ürperdik, duygulandık ama unutulmaz anılarımız oldu biz seyircilerin…