Türkiye’nin farklı bölgelerinden süt üreticileri ve besiciler, maliyetlerinin üstünde bir fiyat belirlenene kadar ürünlerini satmayacaklarını, Dünya Gıda Günü olan bugün greve gideceklerini duyurdu.
ANKA Haber Ajansı‘na konuşan Kahramanmaraşlı üretici Yakup Konan, grevin gerekçesini anlatırken “Etimizin, sütümüzün fiyatı değer kazanana kadar sesimizi duyurmaya çalışacağız” dedi. Konan, “16 Ekim Dünya Gıda Günü’nde hak arayışına çıkıyoruz. Süt fiyatı iki aydır belirlenemiyordu. Süt Konseyi, 8 lira 50 kuruştan fiyatı belirledi. Zaten çoğu yer kendi inisiyatifine bırakıldı. USK kendi inisiyatifini kullanamıyor, bütün bakanlıklar et ve süte müdahale etmeye başladı artık. En düşük yem fiyatından hesapladığımız zaman bizim sütümüzün şu an 10 TL olması gerekir. Et ve Süt Kurumu, şu anda et fiyatını yükseltmiyor. Biz, iki kilo et sattığımız zaman bir torba yem alabilmeliyiz. Şu anda besi yeminin torbası 300 TL. Besicinin kendisini kurtarması için 120 TL taban fiyatı olması gerekiyor. Enflasyon bizi çok eziyor. Mazotu, gübresi yüzde 300’lere varan zamlandı. 16 Ekim Gıda Günü önemli bir gündür ama biz besiciler kutlayamıyoruz. O gün başlayacağız. Mazotu, gübresi bir yıl içinde yüzde 300’lere varan zamlandı. Kaba yemlere zam geldi. Yonca, bu yıl 4 bin TL. Kendi tarlamızdan biçtiğimiz saman, bize bin TL’ye mal oluyor. Kaba yem de aşırı yükseldiğinden dolayı artık paritenin kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. İki yıl önce ‘Gıda krizi geliyor’ dedik, kimse bizi dinlemedi. Hakkımızı arıyoruz. Uluslararası bir parite istiyoruz, bu da hakkımız” ifadelerini kullandı.
“ATİK PROFESÖRÜ OLMAYA GEREK YOK. MALİYET DÜŞMEDİĞİ SÜRECE BU İŞİN İÇİNDEN ÇIKAMAYIZ”
Samsun’un Çarşamba ilçesinden Davut Battal ise hayvanlarının çoğunu kestirmek zorunda kaldığını belirterek, “1998’den beri biz bu işin içindeydik. Kurban Bayramı öncesine kadar, baktık ki bu iş bizi göçürecek, bütün danaları kestirdik. Burada matematik profesörü olmaya gerek yok ki. Bu girdi maliyetleri düşmediği sürece biz bu işin içinden çıkamayız. 20-25 kiloluk süt veren inekler şakır şakır kesildi. Ben üzerimdeki montu 5 sene giyerim ama bu boğaz her gün yiyecek. Biz, meşakkatli sektörüz. Baban da ölse ilk önce dananın yemini vereceksin, sonra da gidip babanın başına ağlayacaksın. Bu işin ne düğünü var ne bayramı var. Sen, bizi niye küstürüyorsun abi” dedi.
“ENFLASYONUN SEBEBİ DE SONUCU DA BİZ DEĞİLİZ”
Konya’nın Cihanbeyli ilçesine bağlı Hodoğlu köyünden Ferit Hodoğlugil de “Bütün üreticilere birlik olma çağrısı yapıyorum. USK’nın açıkladığı fiyat, bu işin maliyeti bile değil. Bu işin sürdürülebilmesi için adil bir fiyat çıkması lazım. Etin 120 lira, sütün 10 lira olması lazım. Aksi takdirde hayvanları satmamız lazım. Enflasyonun sebebi, sonucu biz değiliz” diye konuştu.
“SÜTÜMÜN DEĞERİ AYAKLAR ALTINA ALINDI”
Bursa Nilüfer ilçesine bağlı Çaylı Mahallesi’nden Ferit Bayram ise “Her gün zarar ederek, çok zor şartlar altında süt üretmeye çalışıyorum. USK’nın açıklamış olduğu fiyat ile benim sütümün değeri ayaklar altına alınmıştır. Bir gün belki cebimizde para olacak ama marketlerde raflar boş olacak, sütü bulamayacak duruma geleceğiz” dedi.
“HAYVANLARIMIZI KESTİRMİYORUZ”
Samsunlu bir başka üretici de Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’nin seslerini duymazdan geldiğini belirterek, “Hayvanlarımızı kestirmiyoruz. 16 Ekim’den sonra hayvan vermiyoruz” dedi.
DÜNYA GIDA GÜNÜ NEDİR?
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), kuruluş yıl dönümü olan 16 Ekim’i her sene Dünya Gıda Günü olarak kutluyor. FAO tarafından belirlenen bir tema çerçevesinde yapılan Dünya Gıda Günü etkinliklerinde; gıda üretimi, tüketimi ve gıda güvencesine ilişkin konular gündeme taşınarak büyük önem arz eden açlık ve gıda israfı konularına dikkat çekilmeye çalışılıyor.
Dünya Gıda Günü’nde, dünyadaki açlık problemlerinin belirlenmesi ve çözüm yollarının gösterilmesi, ülkeler arasındaki gıda üretimi birlikteliğinin sağlanması, gıdaların üretimi-tüketimi ve satış noktalarındaki hijyen ve sanitasyon etkinliğinin sağlanması ile yeterli ve dengeli beslenmenin önemine dikkat çekiliyor.