Türkiye’de ilk metamfetamin 2009 yılında görüldü. Yakalanan uyuşturucu miktarı ise her yıl katlanarak arttı. 2021’de metamfetamin kaynaklı ölümlerin oranı yüzde 16.1 oldu.
Uyuşturucu sorunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidara yönelik suçlamalarıyla tekrar Türkiye’nin gündemine oturdu.
Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin 2022 için hazırladığı Avrupa Uyuşturucu Raporu’nda Türkiye ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
“Son yıllarda, menşeinin Afganistan olduğu düşünülen rekor miktarlarda metamfetamin ele geçirilmiştir. Örneğin 2019’da 1 ton metamfetamin ele geçirilmişken 2020’de ele geçirilen miktarın 4 ton olduğu bildirilmiştir.”
Bursa’da düzenlenen uyuşturucu operasyonu sonrası canlı yayında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Bursa’da son 1.5 ayda ikinci kez Kökünü Kurutma Operasyonu yaptıklarını belirterek, “Bin defa gelmemiz gerekirse geleceğiz. Haftada ortalama beş bin uyuşturucu satıcısını veya imalat yapanı gözaltına alıyoruz.” dedi.
TÜRKİYE BARONLARIN UĞRAK NOKTASI OLDU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Derin Yoksulluk Ağı kurucusu Hacer Foggo ile Türkiye’nin uyuşturucuyla imtihanına yönelik bir video yayımladı.
“Türkiye’de bir metamfetamin salgını var. Saray’ın düzeni bu salgını besliyor” ifadelerine yer veren Kılıçdaroğlu, iktidarı uyuşturucu baronlarının Türkiye’de konuşlanmasına, ülkenin olay mahalline dönmesine ve uyuşturucunun ana merkezlerinden biri olması nedeniyle eleştirdi.
İstanbul Valiliği ise bir açıklama yaparak, kentte bu yıl ekim ayı sonu itibarıyla yürütülen 42 bin 442 operasyonda 61 bin 612 şüphelinin yakalandığını, 6 bin 103 kişinin de tutuklandığını bildirdi.
Cumhuriyet, İstanbul’un Bağcılar semtinde sahada gözlem yaparak sorunun nedenlerini yurttaşlardan ve bizzat madde bağımlılarından dinledi.
“KÖPRÜ YAPTILAR AMA SİSTEMİ BERBAT ETTİLER”
Bağcılar’da uzun süredir yaşayan yurttaşlar madde bağımlılığının çok küçük yaşlardaki çocuklara dahi sıçramasından ve yetkililerin tavrından şikayetçi.
30 yıldır Bağcılar’da yaşadığını belirten bir yurttaş, çevresinde maruz kaldığı şiddete dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Daha bir gün önce bir adam gözümün önünde eşine bıçak çekti. Polis de “Ölen, yaralanan var mı?” diye sordu. İlla birinin ölmesi mi gerekiyor? Biz onlardan kaçıyoruz. Yaşım da ilerledi, korkuyoruz. Bu işten para kazanan çok. Bu sorun zor biter. Durmadan birilerini yakalıyorlar. Geçen yine bir kavgaya şahit oldum burada. Köprü, yol yaptılar ama sistemi berbat ettiler sonunda.”
“SORUNUN TEMELİ GÖRÜNMEYEN ELLERDİR”
Bir başka yurttaş ise işsizliğin ve ekonomik krizin madde bağımlılığını artırdığını anlattı. Madde ve sigara kullanım yaşının düştüğünü söyleyen yurttaş, “Kullanma yaşı çok düşmüş. 13-14 yaşındakileri görüyoruz. İnsanlar çok zor şartlarda yaşıyor. Bu soruları başımızdakilere sorun!” dedi.
Mahalleli gazetemize konuşarak şiddet ortamına ve güvensizliğe isyan etti:
- O kadar küçük yaşa indi ki kullanım… Kaldırımlarda yatıyorlar. Polisi arıyoruz, “Biz alıyoruz, salınıyorlar” diyor. Birileri para kazanıyor, çocuklarımızı harcıyorlar.
- 20 yıldır Bağcılar’dayım. 1 kişi tutuklanıyorsa, 10 kişi geri geliyor.
- 11-12 yaşındaki çocukları bile madde kullanırken görüyoruz. Dışarıdan gelip satanlar da var. Sorunun temeli görünmeyen ellerdir.
- Dün burada bir kadın 17 yerinden bıçaklandı. Bu olaylar hepimizi etkiliyor. Özeniyorlar, kimyasal içiyorlar.
“HER GÜN SATICI GÖRÜYORUM”
15 yaşındaki semt sakini bir çocuk ise tanık olduğu olayları anlattı. Parklarda kendilerinden geçmiş insanları gördüğünü söyleyen çocuk, “Her gün 5-10 kere torbacı görüyorum köşelerde. Kimse çevirmiyor onları. 13 yaşında çocuk dahi gördüm kullanan” dedi.
Güvenli bir yerde yaşamadığını ve her an her şeyin olabileceğini söyleyen çocuk, birbirlerini vuran insanlara şahit olduğunu ve bağımlılar arasında “Ben daha çok içeceğim” tartışmasını gördüğünü söyledi.
Kamera: İsmail Bayraktar