Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, buğday üretimindeki maliyet artışının un fiyatlarını etkilediğini, un fiyatlarındaki artış ve diğer girdi maliyetlerindeki yükseliş nedeniyle fırıncıların zarar ettiğini belirtti.
“FİYATIN ARTMASI KAÇINILMAZ”
Tuz, su, elektrik, doğalgaz, akaryakıt, kira ve işçilik artışı nedeniyle zarar eden fırıncıların yanısıra, çiftçinin gübre, mazot, tohum ve ilaç konusunda desteklenmemesi nedeniyle buğday üretiminin azalacağına işaret eden CHP’li Vekil Ömer Fethi Gürer, bu durumda ekmek fiyatının artmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’nin, “7450 liradan buğdayı aldık, 4500 liradan sanayicimize veriyoruz. 2950 lira sübvanse ediyoruz. Bunu un yapıp fırıncılara versinler biz görevimizi yaptık” şeklindeki sözlerini hatırlatan Ömer Fethi Gürer, “Özünde Sayın Bakan bu söylediğiyle yalnızca ekmeğin buğdaydan, undan ibaret olduğunu düşünerek ifade ettiğini varsayıyorum. Ülkemizde 3,5 milyon dekar hububat alanı ekim dışı kaldı. Girdi maliyetleri düşürülmedi, gübrenin mazotun, tohumun ilacın üretici erişiminde gerekli destekler verilmedi. Böyle olunca da maliyetler arttı” dedi.
Burada yapılması gerekli olan ilk işin öncelikle üretim maliyetini düşürmek olduğunu söyleyen Gürer, buğdayın üretim maliyeti düşerse, un fiyatının da düşüp, ekmeğe erişimin daha kolay hale gelebileceğini kaydetti.
“BİR YILDA YÜZDE 163 ZAM GELDİ”
Ekmeğin bazı illerde 200, bazı illerde ise 250 gram olarak satıldığını, bazı illerde fiyat artışına gidilirken bazı illerde gramaj düşüklüğü yapılıp aynı fiyata satıldığını anlatan Gürer, “Bazı illerde belediye ekmeği 3 buçuk liradan satılırken, piyasada ekmek fiyatı 5 liraya kadar çıktı. 50 kiloluk un 400- 500 lira. 50 kiloluk undan ortalama 300 adet 200 gramlık ekmek üretiliyor. Yalnızca un için dahi önceki yıllara görü fiyatlar çok yüksek. Mayanın kilosu 350 liraya kadar çıktı, bir yılda yüzde 163 zam geldi. Yurtdışından ithal maya getiriliyor ama fiyat yine düşmüyor” dedi.
“ASGARİ ÜCRETLİNİN 670 EKMEK KAYBI VAR”
Asgari ücreti 1825 lira olduğu dönemde 2 lira olan ekmekten 1412 adet ekmek alınabiliyor iken bugün 5 bin 500 liraya çıkan asgari ücretle, ekmek fiyatı 7,5 liraya çıkarsa 730 ekmek alınabileceğini anlatan Ö.Fethi Gürer, iki yılda sofrada 670 ekmeğin asgari ücret üzerinden eksildiğine dikkat çekti ve bu durumda asgari ücretin en az 10 bin 590 lira olması gerektiğini vurguladı.
“5 KİŞİLİK BİR AİLENİN KAHVALTI GİDERİ 3 BİN 600 LİRA”
Zeytinin 50 -90 lira, peynirin 52-80 lira arasından fiyatlara satıldığını kaliteli peynirin ise 140 liradan aşağı olmadığını kaydeden Gürer, “Beş kişilik bir aile, bir günde 10 ekmek tüketse kahvaltısında 20 liralık zeytin, 25 liralık peynir ve ekmekle beraber en az 120 lira harcaması gerekiyor. 3600 lira tutarında kahvaltı için yalnızca bir emeklinin maaşı 3000 lira olduğuna göre, hiçbir şeyi harcamadan ısınmaya, elektriğe, doğal gaza suya giysiye. Eğitime para harcamadan yalnızca kahvaltı için harcayacağı para beş kişilik bir ailenin 3600 lira tutuyor” diye konuştu.
Gürer, “Sayın Cumhurbaşkanının çağrısına uyup, 3 çocuk yapan karı koca, yani beş kişilik bir aile bugünkü şartlarda bir kahvaltıyla dahi aldığı parayla geçinebilme olasılığı ortadan kalktı. Bunun yanı sıra ekmekle ilgili sorun en çok tüketilen olduğu ve en kolay da erişildiği için çok konuşuluyor. Çünkü ekmekteki fiyat artışının doğrudan vatandaşın yaşamını daraltacağı gıda anlamında görülüyor” şeklinde konuştu.
“EKMEK FİYATI 10 LİRAYA KADAR ÇIKABİLİR”
AKP iktidarının tarım politikalarını değiştirip, planlı bir tarımla üretim alanlarını genişletip maliyet noktasında çiftçiye destek vermesi gerektiğini söyleyen Ö.Fethi Gürer, “Mazotun ÖTV’sini KDV’sini kaldırmak, gübreyi sübvanse etmek, daha ilk üretim aşamasında maliyetleri düşürerek girdi maliyetlerinde meydana gelecek düşmeyle üretimin daha uygun fiyatla üretilmesini sağlamak en doğru uygulamadır.
Bunun yolu açılmadığı takdirde ekmek 7.5 liraya çıkar. Önümüzdeki mayıs ayına kadar 250 gram ekmeğin fiyatı 10 liraya kadar da yükselme olasılığı var. Çünkü üretim ile ilgili maliyetlerdeki artış sorunu katlıyor” ifadelerini kullandı.
“REKOLTE DÜŞÜYOR”
Ülkemizde kuraklık nedeniyle özellikle ekimi yapılan hububatta rekolte düşme olasılığının da yüksek olduğunu söyleyen Ömer Fethi Gürer, “Çünkü sulu tarımda bir dönümde 850 kiloya yakın buğday hasat edilirken, kuru tarımda 270 kilo bir dönemde buğday elde ediliyor ve bunun da bazı bölgelerde 140 kiloya kadar düştüğü, kuraklığın etkisine göre de bunun daha da aşağılara indiği de biliniyor” diye konuştu.
“EKONOMİK KRİZ DERİNLEŞİYOR”
Rusya –Ukrayna savaşı gibi gelişmelerin de göz önüne alındığında buğday erişimi ve fiyatının artma olasılığı olduğunu ifade eden Ömer Fethi Gürer, “Giysi fiyatlarına gelen zamların yanısıra gıdaya gelen zamlar da aldığımız zaman giderek ekonomideki kriz derinleşiyor. Ekonomideki derinleşen kriz yoksul kesimleri de ciddi anlamda mağdur ediyor” şeklinde konuştu.