Altın geçtiğimiz bir haftada dünya piyasalarında ve içeride değer kazandı. Geçtiğimiz hafta başlayan yükseliş yeniden 1.780 doların üzerine taşıdı. Yani iki haftadan kısa sürede 170 dolardan fazla değer kazandı.
Amerika’da enflasyon son 40 yılın zirvesine çıkınca FED faiz artırımlarına başladı. Önce martta 25 baz puan, sonra nisanda 50 baz puanlık faiz artırımları yaptı.Enflasyon düşmek bir yana daha da yükselince 75 baz puanlık “jumbo” artırımlara geçti. Haziran, temmuz, eylül ve kasım (Bu ay başında) 75 baz puanlık dört artırım yaptı.
Amerika’nın tüketici enflasyonu nihayet geçen hafta geriledi. Geçen hafta açıklanan ekim ayı verisine göre Amerika’nın tüketici enflasyonu yüzde 8.2’den yüzde 7.7’ye indi.
Enflasyondaki gerileme, “FED’in artık yüksek faiz artırımlarını ihtiyacının olmadığı beklentisini doğurdu. İşte bu beklenti altında ve dünya borsalarında yükseliş getirdi.
Fed’e dair beklentiler ile altının yükselişi arasındaki ilişkiye değinerek altının dolar kadar ‘güvenli’ bir liman olup olmadığını Halk TV yazarı Barış Soydan, “Altın neden yükseliyor?” başlıklı yazısında açıkladı.
Soydan’ın yazısında öne çıkanlar şu şekilde…
“FED’in yüksek oranlı faiz artırımları bu yıl altına değil dolara yaramıştı. Çünkü FED’in politika faizini artırması, dolar cinsinden varlıkların getirisini artırıyordu. Faiz artırımları nedeniyle Amerika’nın durgunluğa gittiği beklentisi de risk iştahını düşürmüştü. “Güvenli liman” olarak görülen dolar bu nedenle de yükselişe geçti. Nitekim Euro/Dolar paritesi uzun yıllar sonra 1’in altına indi. Japon Yen’i, 30 yıldır görülmemiş seviyelere geriledi. Bu furyada ons altın da 2.050 dolardan 1.610 dolara geriledi.
‘ALTIN ELBETTE DOLAR GİBİ GÜVENLİ BİR LİMAN AMA…’
Peki ama altın da güvenli bir liman değil miydi? Kitaplarda öyle yazmıyor muydu? Evet, altın elbette dolar gibi güvenli bir liman. Savaş, salgın, buhran dönemlerinde tasarruf sahiplerine güvenli liman olanağı sağlıyor. Rusya-Ukrayna savaşın başladığı günlerde 2.050 dolara kadar yükselmesinin nedeni zaten buydu.
Ama doların altına göre bir avantajı var: Faiz veriyor. Külçe altında bekleyenler ise faiz geliri elde edemiyorlar. Aradaki bu fark özellikle doların faizinin yükseldiği dönemlerde belirginleşiyor. Bu sene olduğu gibi.
Geçen haftaki enflasyon verisi her şeyi değiştirdi. Amerika’da enflasyonun nihayet gerilemeye başlaması, doların tek kral olduğu dönemin sonuna yaklaştığımızı ilan etti. FED muhtemelen Aralık ve Şubat’ta 50 baz puanlık iki artırım daha yaptıktan sonra Mart’ta duracak. Ve kim bilir, 2023’te belki de faiz indirimlerine başlayacak.
Nitekim geçen hafta enflasyon verisinin açıklanmasından sonra dünyada doların değerinde sert bir düşüş başladı. Eylül ayında 114.75’e çıkarak son 21 yıldaki en yüksek seviyesini gören Dolar Endeksi (Doların altı güçlü para karşısında değerini izleyen endeks) 106’nın da altına indi. Yani resmen çakıldı.
Dolar düşünce altın yükseldi. Veya doları düşüren neden, altını yükseltti…”