Yılmaz Erdoğan’ın 20 yılın ardından tiyatro yazarlığına, Demet Akbağ’ın da 15 yıllık bir aradan sonra tiyatro sahnesine döndüğü oyun, bir babaanne ile torunun büyükşehirde yaşama mücadelesini, sıcak bir mahalle ortamında izleyiciye sunuyor.
Oyunun kadrosunda Demet Akbağ, Caner Alkaya gibi deneyimli oyuncuların yanı sıra genç oyuncular Salih Bademci, Burak Dakak, Sinem Ünsal, Nebi Tolga Yılmaz, Sevda Baş, Barkın Sarp, Ömer Güneş, Zeynep Kiraz Tosun bulunuyor. Yeni sezonu Ankara’da açan ve oyunun konusunun geçtiği Aydınlıkevler semtini de ziyaret eden sanatçılar, oyuna ilişkin açıklamalarda bulundu.
Demet Akbağ, Aydınlıkevler oyununun, 70’li yıllardan günümüze bir kuşağı birleştirdiğini, o dönemi “tatlı ve duygusal” bir şekilde anlattığını belirterek, “Bolca şakası ve komedisi olan sıcacık tam bir tiyatro metni bu” dedi.
Oyunun geçtiği asıl mekanda bulunmaktan ekip olarak mutluluk duyduklarını dile getiren Akbağ, başkent seyircisini çok coşkulu ve ilgili bulduklarını belirterek, “Sanıyorum daha çok geleceğiz” ifadesini kullandı.
GENÇ KADROYLA OLMAK MUTLU ETTİ
Akbağ, 15 yıl aradan sonra sahneye çıkmanın kendisi için büyük bir heyecan olduğunu vurgulayarak, “Böyle güzel ve genç kadroyla beraber olmak da beni çok mutlu etti. Çocuklar da benim heyecanımı paylaştılar. Çok iyi çalıştık” diye konuştu.
“Ben kulis dostluğuna, kulis arkadaşlığına ve kulisteki o birbirini seven insanların sıcaklığına çok inanırım, benim için çok önemlidir. Çünkü hakikaten ailemizden daha çok oyun arkadaşlarımızı görürüz. Çok şükür yine bu oyunda yanılmadım. Çok sevdiğim gençlerle oynuyorum, onlarla beraberim. Sanıyorum o bizim birbirimize olan duygusal bağımız da sahneye yansıyor.”
Burak Dakak da Demet Akbağ ile gerek sahnede gerekse provalarda çok iyi vakit geçirdiklerini dile getirerek, oyundaki babaanne torun ilişkisinin, kendi çocukluk yıllarında aile büyükleriyle kurduğu ilişkiye benzediğini söyledi.
Salih Bademci de herkesin duymak istediği şeyleri söyleyen bir karakteri oynadığını belirterek, “Rolün en kıymetli tarafı bu. Rolü oynamak hem keyifli hem çok şanslı hissettiriyor. Yazar kendini düşünerek yazmış da olabilir. Metinsel olarak torpilli hissediyorum kendimi. Ama diğer taraftan getirdiği bir sorumluluk var. Bunun seyirciye geçebilmesini ve tam olarak doğru ulaşmasını istiyorsunuz” ifadelerini kullandı.
Demet Akbağ’ın 15 sene sonra çıktığı tiyatro sahnesinde onunla birlikte yer almanın kendisi için büyük önem taşıdığını vurgulayan Bademci, “Bu benim çocukluğumda hayal ettiğim bir şeydi. Şu an bunu yaşıyor olmak ekstra bir haz” dedi.
Sinem Ünsal ise nostaljik bir dönemi anlattıklarını ancak sadece o dönemi yaşayanlara değil yeni nesil izleyicilere de dokunabildiklerini, oyunun samimiyetinin herkesi etkilediğini söyledi. Geçmişe ait birçok şeyi oyunda öğrendiklerini dile getiren Ünsal, “Hiçbir zaman tatmadığınız samimiyeti oyun sayesinde tatmış olduk” diye konuştu.
Oyunun genç oyuncuları Nebi Tolga Yılmaz ise “Çocukluğumda izleyip, ‘Benim de bu işi yapmam gerekiyor’ dediğim insanlarla aynı sahneyi paylaşmak benim için her gün ayrı bir heyecan” değerlendirmesinde bulundu.
Zeynep Kiraz Tosun, her temsilde yeni bir şey öğrendiğini dile getirerek, “Demet ablanın provalarda fark ettiği detaylar çok önemli. Burada olmaktan çok mutluyum” dedi.
Barkın Sarp, izleyerek büyüdüğü oyuncularla bir oyunda yer almanın kendisini için büyük önem taşıdığını vurgulayarak, “Ben Bir Demet Tiyatroyu izleyerek büyüdüm. O dönem bunun hayalini bile kuramazdım. Şu an aynı sahnedeyim” diye konuştu.
Sevda Baş da yeni mezun tiyatrocular için bu kadar büyük salonlarda, bu kadar kalabalık izleyicinin karşısına çıkmanın çok heyecan verici olduğunu dile getirerek, “Her hafta ailemle buluşacak gibi bu oyuna koşarak geliyor ve müthiş şeyler öğreniyorum” dedi.