Oral, “Radyoaktiflerin yaklaşık 500 km mesafeden getirilip buradaki bir depolamaya koyulacağı söylenmektedir. Bu son derece sakıncalıdır, insan sağlığını tehlikeye atacak bir projedir” dedi. Bir mahalle sakini ise “Yediğiniz ekmekte, hamurunuzda, suyunuzda da olacak bu. Buradaki Sakarya, İstanbul’a kadar gidiyor ne yiyip içeceksiniz? Herkesi etkileyecek bir tek bizi değil” diye tepki gösterdi.
“MAALESEF BUGÜNE KADAR HİÇBİR AÇIKLAMA, MEŞRU BİR MAZERET ORTAYA SUNULMADI”
“Burada bulunuş maksadımız bir farkındalık oluşturmak, buraya milletimizin dikkatini çekmek. İlçe başkanımız konuyla alakalı bilgi ve belgeleri bize ilettiği zaman biz hemen alıp Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Fatih Dönmez’e (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı) sunduk ama Fatih Dönmez Bey konuyla ilgili hiçbir açıklamada bulunmadı. Radyoaktif atık depolama merkezi olması planlanan burada bu konunun düzgün olamayacağını dile getirdik. Hem konuyu bir Meclis araştırması hem de bir soru önergesi ile ilgililere sorduk. Maalesef bugüne kadar hiçbir açıklama, meşru bir mazeret ortaya sunulmadı. Hem Avdanlı köyünde hem de civar köylere 2.5-3 kilometre yakınındaki bu atık depolamanın Sakarya Nehri’ne de 3 km mesafededir. Radyoaktif depolaması planlanan, getirilen radyoaktifler de yaklaşık 500 km mesafeden getirilip buradaki bir depolamaya koyulacağı söylenmektedir. Bu son derece sakıncalıdır, insan sağlığını tehlikeye atacak bir projedir. Biz bu projenin olmamasını arzu ediyoruz.
Burada radyoaktif ünitenin depolanması da bir kaçak olması halinde köylülerin sıkıntılı bir duruma düşmelerini sağlayacaktır. Sakarya Nehri’ne sızması halinde de Türkiye’nin bir facia yaşamasına sebep olacaktır. Önemli olan şu ki bu mübarek topraklar hepimizin bağımsızlığını, namusunu koruyan Sakarya Meydan Savaşı’nın bulunduğu topraklardır. Acıdır ki, Avdanlı köyü ve civarında da o mübarek şehitlerimizin hem mevzileri hem mezarları yatıyor. O mübarek topraklarda bizim bir anıt dikeceğimize şehitlerin makamlarını bir radyoaktif depolama merkezine kurban etmek bizim içimizi sızlatıyor. İnşallah bu radyoaktif depolama merkezinde süratle vazgeçilir. Biz prensip olarak nükleer enerjiye karşı değiliz, nükleer enerjinin bir bağımlılık neticesinde Türkiye’de bulunmasına karşıyız. Türkiye’de milli bir nükleer enerji santrali diye lanse edilen Akkuyu Nükleer Enerji Santrali maalesef Ruslarla beraber yapıldığını görüyoruz. Bırakın milli bir nükleer atık enerjisine geçmeyi, tamamen Rusya’ya ve Rus politikasına bağımlı bir nükleer atık oluşmuş olacak. Bu konunun takipçisi olacağız ve nükleer atığın çıktığı yerde jeolojik imkanları olan bir yere taşınmasının daha doğru olacağını söylüyoruz.”
“EĞER BİR İPTAL VARSA BU BİZİM İÇİN SEVİNDİRİCİDİR”
Oral, Polatlı’ya yapılacağı ileri sürülen nükleer tıp merkezi projesinin iptal edileceği yönündeki iddialara ilişkin de şunları aktardı:
“Eğer bir iptal varsa bu bizim için sevindiricidir. Ben politika yapmadan bu şeyi yapmak istiyorum. AK Parti’nin 27 Temmuz’dan aşağı yukarı bizim bu meseleyi Meclis’te gündeme getirdiğimizden beri 15 gün geçti. 15 gün zarfında kapı duvar olan hükümetin ve yetkililerin şimdi bugün sabah buraya gelecekken şifahen ‘Biz bu projeyi iptal ettik’ düşüncesine inanmak istiyorum ama gördüğümüz örnekleri gereği bu projeyi engellemeye dönük bir gayret olarak ben görüyorum. Bu konuda sorumluluk gereği Atom Enerjisi Başkanı’nı bizzat aradım ama ulaşamadım. Orada bir daire başkanı böyle bir meseleden bizim yetkimizin bilgi verme olmadığını bun ancak hükümetin açıklama yapabileceğini de ilettiler.”
“PARA BARONLARININ ÇÖPLÜĞÜ OLMASINI ASLA KABUL ETMEYECEĞİZ”
İYİ Parti Ankara İl Başkanı Yetkin Öztürk de şunları söyledi:
“Burada basiretsiz bir iktidar görüyoruz. Buradan 508 km uzağa nükleer bir santral kuruyor ama basiretsiz iktidarın çözümü 508 km ilerde G20 üyesi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkentinin kalbine hançer saplamak üzere. 20 yıldan bu yana Ankara üzerinde oynadığı oyunun kapanış perdesidir. Buradan tüm siyasi partilerin yetkililerine çağrıda bulunuyorum; titreyip kendilerine gelmelerine salık veriyorum. Çünkü böyle bir şeyi kimse kabul edilebilir bulmaz. Bizlerin bedeni çiğnenmeden 2023 yılı değil kaç yılı olursa olsun nükleer çöplüğün, Rusların, para baronlarının çöplüğü olmasını asla kabul etmeyeceğiz.
Buradan iktidara da sesleniyoruz; eğer Adalet ve Kalınma Partisi İlçe Başkanı’na böyle bir bilgi geldiyse, onlar da iptal ettiyse teşekkür ederiz, görevlerini yerine getirdiyse ayrıca minnetlerimizi sunarız. Nükleer atığın bugüne kadar dünyada depolanma çözümü bulunamamış. Burada çözüm olarak Başkent mi kalmış. Daha öncesinde planlanan kuyulara gömülme fikri Mersin’de, Adana’da, Toroslar’da kabul edilmemiş ne yazık ki sahipsiz olan bir merada, burada Çanakkale’den sonra ikinci destan olarak yazılan Sakarya Meydan Muharebesi’nin bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün karşı tepelerde at sırtında gezdiği yere biz bugün Ruslar’ın radyoaktif nükleer çöplerini gömmeyi planlıyoruz. İktidar yetkililerine sesleniyorum, derhal bu konuda çözüm üretin. Biz bir vilayet işaret etmiyoruz. Siz eğer bunu yapmayı uygun gördüğünüz vilayetin bölgesinde yapıyorsanız çözümü de oradan aramak zorundasınız.
Polatlı buğdayın merkezidir, başkentidir. Eğer bu depo buraya yapılırsa emin olun 2023 yılında Polatlı Ticaret Borsası’nın kapısına kocaman ‘Bu bölge radyoaktif bölgedir’ yazılacak ve bizim buğdaylarımız 1. sınıf Anadolu buğdayı olmaktan çıkıp yemlik buğday olacaktır. Borsa başkanından en küçük oda başkanına kadar bu konuda gerekli hassasiyeti göstermelerini istirham ediyorum.”
“NÜKLEER ATIK AMBARI OLACAĞIZ”
Avdanlılı bir yurttaş da projeye şu sözlerle tepki gösterdi:
Bir diğer Avdanlı sakini de şöyle konuştu:
“Pancarımız, soğanımız, buğdayımız, arpamız var. Burası madem boş bir araziyse depo yapılacağına tarım arazisine açın, çiftçi faydalansın. Madem burayı çok değerli görüyorsanız burayı çiftçiye açın, adamlar eksin biçsin. Burada dünyanın çiftçisi var. Burayı çöplük yapacağımıza biz yetiştirelim, üretelim. Sattığınız ürünlerin hepsinde siz nükleer atık ibaresini görmek zorunda kalacaksınız. Buğdayını 7 liraya satıyor çiftçi zar zor, 1 liraya belki satamayacak. Yediğiniz ekmekte, hamurunuzda, suyunuzda da olacak bu. Buradaki Sakarya, İstanbul’a kadar gidiyor ne yiyip içeceksiniz? Herkesi etkileyecek bir tek bizi değil.”
“KİMYASAL ATIK TESİSİ İSTEMİYORUZ”
2016’da işini bırakarak köye yerleştiğini anlatan Avdanlılı yurttaş da şunları kaydetti:
“2016 yılında işimi bırakarak, isteyerek köye döndüm ve şu an üretim yapamayacak duruma geleceğiz. 2016 yılında haberlerde şunu izliyorduk; ‘Köye dön.’ Şu anda üretim yapamayacak duruma geleceğiz. Bizim arazilerimiz Polatlı’nın başkenti. Verimli topraklarımız. Bulunduğumuz nokta konum olarak tam merkezdeyiz etrafımızda 7-8 tane köy var. Çok büyük bir ekili alan var. Bütün bu ekili alanlar zarar görecek. Kesinlikle köyümüze kimyasal atık tesisi istemiyoruz.”