Dr. Fauci, Perşembe günü yaptığı açıklamada, “ABD’nin küresel salgında bir dönüm noktasında olduğunu ve yeni omikron alt varyantlarının ülke genelinde giderek yayıldığını” duyurdu.
Fauci, ülke genelinde her hafta Covid’e bağlı ortalama 2 bin 600‘den fazla ölüm yaşandığının altını çizerek, “Burada gerçekten dönüm noktası olarak adlandırabileceğimiz bir noktadayız. Kış yaklaşırken, omikron alt varyantlarının ortaya çıktığını görüyoruz” dedi.
Fauci ayrıca, aşıların söz konusu alt varyantlara karşı koruma sağlaması gerektiğini de sözlerine ekledi. Öte yandan Washington yönetimi, Cuma günü yaptığı açıklamada, aşılamanın düşük olduğu bölgelerdeki büyük artış nedeniyle son yedi gün içinde vaka sayılarının yaklaşık yüzde 70 oranında arttığını duyurdu.
Ancak uzmanlar, alt varyantların, “bağışıklık sistemi ciddi şekilde zayıflamış kişilerin korunmasında kilit rol oynayan bazı antikor tedavilerini devre dışı bırakabileceğinden” yoğun bir endişe duyuyor.
15 GÜNDE 5 MİLYONA YAKIN “YENİ VAKA”
Bütün bu veriler, ABD’de giderek kötüleşen sağlık durumuyla ilgili ciddi ipuçları sunarken, dünya genelinde de salgın endişe verici bir noktaya doğru ilerliyor. Tüm dünya, küresel koronavirüs salgınının neden olduğu benzeri görülmemiş bir sağlık kriziyle karşı karşıya. Eldeki veriler bu tespiti doğruluyor.
Bugün dünya genelinde 632 milyon 571 bin 829 koronavirüs vakası mevcut ve 7 Kasım itibariyle, salgının başından bu yana, 6 milyon 598 bin 286‘dan fazla kişi Covid-19’a bağlı enfeksiyonlar nedeniyle yaşamını yitirdi.
Sadece 25 Ekim – 7 Kasım tarihleri arasında dünya Covid nüfusuna 4 milyon 880 bin 469 yeni vaka eklendi; bunların 325 bin 834‘ü 7 Kasım’da kaydedildi ve aynı gün dünya çapında bin 107 kişi Covid-19’a bağlı enfeksiyonlar nedeniyle yaşamını yitirdi.
YERLİLER, SİYAHLAR, LATİNLER…
Koronavirüsün tüm dünyayı etkisi altına almasının üzerinden neredeyse üç yıl geçti. Washington yönetimi bugün hala, salgından en üst düzeyde etkilenen Siyah ve Latin nüfusu aşılanmaya teşvik eden yeni reklam filmleri yayınlıyor. Oysa ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) verileri, “Yerli Amerikalıların ülke çapında en yüksek Covid-19 ölüm oranına sahip olduğunu” gösteriyor.
CDC, sağlık hizmetlerine erişimi diğer etnik gruplara oranla çok daha düşük olduğu bilinen Yerli Amerikalı ölümlerinin genellikle eksik sayıldığını ve bu grup için gerçek ölüm oranının resmi raporlardan yaklaşık yüzde 34 daha yüksek olabileceğini tahmin ediyor. Yerli Amerikalıları Latinler ve Siyahlar izliyor. Bu grupların tümü, Beyaz Amerikalılardan önemli ölçüde daha yüksek ölüm oranlarına sahip.
Washington yönetiminin küresel salgına yanıt vermedeki eylemsizliği, hem kendi halkına ve hem de uluslararası topluma büyük zarar vermiş görünüyor. Bu durumdan en çok gelir düzeyi en düşük kesimlerin, yani beyaz olmayan Amerikalıların etkilendiği anlaşılıyor.
WASHINGTON, ELEŞTİRİLERİN ODAĞINDA
Öte yandan Biden yönetiminin, “pandemi sona erdi” açıklaması, ülke içinde bile, büyüyen sağlık krizini perdelemeyi hedefleyen bir yorum olarak değerlendiriliyor.
Biden yönetimine danışmanlık yapan dört covid uzmanı, geçen hafta New York Times’a yazdıkları bir yazıda, “Yapılması gerekirken yapılmayanlar bizi derinden dehşete düşürmektedir” ifadelerini kullandı.
Yazıyı kaleme alan uzmanlar Ezekiel J. Emanuel, David Michaels, Rick Bright ve Michael T. Osterholm‘a göre, “Amerikan halk sağlığı sistemini kalıcı olarak iyileştirebilecek pek çok fırsat vardı. Ancak bu fırsatlar kullanılmadı.”
Uzmanlara göre Kongre’nin başlıca hatası, pandemiye müdahale için daha fazla kaynak ayırmamaktı. George Washington Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu’nda epidemiyolog ve profesör David Michaels‘a göre ise “Salgını durdurmak ve bir sonraki salgını önlemek için sistemik iyileştirmeler yapılmadı…”
AŞIDA YENİ DÖNEM, YENİ TEKNİKLER
Kuzey Yarımkürede havalar soğurken yeni bir kış dalgalanmasının kapıda olduğu söyleniyor. Uzmanlara göre, dünyanın en zengin ve en gelişmiş ülkelerinden biri olan ABD, yeni patojenlerle savaşmak için oldukça hazırlıksız.
Şu bir gerçek ki ABD, Covid-19 aşılarının geliştirilmesi sürecinde oldukça hızlı davrandı. Ancak enjekte edilebilir aşılar, insanları Covid-19’a karşı korumada etkili olsa da enfeksiyonu önlemede aynı etkiye sahip değil. Salgını tamamen sona erdirmek için virüsün yayılımını durduracak yeni bir yola ihtiyaç var. Bu da, etkisini virüsün vücuda girdiği yerlerde gösteren farklı bir aşı türü olabilir.
Bu noktada Hindistan, burundan alınan bir Covid-19 aşısının henüz aşı olmamış kişilerde kullanımına onay verdi. Ekim ayında da Çin, dünyanın ilk solunabilir aşısını uygulamaya başladı. Her iki ülke de aşıların klinik güvenlik ve etkinlik testlerini gerçekleştirdi, fakat sonuçlar henüz yayınlanmadı.
ABD’li araştırmacılar tarafından yürütülen, burun yoluyla uygulamaya dayalı aşı çalışmaları ise umut verici görünse de insan testi ve finansman eksikliği de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı durduruldu.
Bu durum, Amerikan sağlık endüstrisinin, halk sağlığından daha büyük öncelikleri olduğunu düşündürüyor.