AKP iktidarının, “cumhurbaşkanlığı hükümet rejimi”nin resmileştiği 2018’den bu yana tercih ettiği ve uyguladığı politikalarla Türkiye’yi içine sürüklediği ekonomik kriz 2022’de de devam etti.
Ayrıca 2021’in son aylarında “Türkiye modeli” adıyla ilan edilen ve toplumun geniş kesimlerinin, özellikle emekçilerin aleyhine olan politikaların sonuçlarını Cumhuriyetin 100. yılında da görmeye devam edeceğiz.
Önemli ekonomik göstergelere yakından bakmak bu durumu çarpıcı şekilde ortaya koyuyor. Küresel ekonomide görülen sorunlar da iktidarın uyguladığı bu politikaların sonuçlarını etkileyecek:
- Enflasyon uçtu: Ekonomi politikalarının en çarpıcı etkisi mal ve hizmet fiyatlarındaki artışta yaşandı. Örneğin tüketici fiyat endeksi (TÜFE) resmi verilere göre bile Ekim 2022’de yıllık yüzde 85.5’e kadar çıktı. Yıllık artış Ekim 2021’de ise yüzde 19.9’du. İktidar 2023 yılı için şimdilerde 2021’in son ayları ve 2022’nin ilk aylarındaki çok yüksek oranlı aylık artışların devreden çıkmasıyla (baz etkisi) enflasyonda oluşacak düşüşe güveniyor. Ancak, düşük gelirlerinin yaşadığı enflasyonun yanında yine Ekim 2022’de yıllıkta yüzde 158’e kadar artan yurtiçi üretici fiyatlarının (Yİ-ÜFE) TÜFE’yi 2023’te de baskı altında tutacağı unutulmamalı.
- Ev fiyatı el yaktı: Ülkede kendini güvende hissetmek isteyenlerin temel hayali olan konut satın alma, özellikle emekçiler için neredeyse olanaksız hale geldi. Merkez Bankası’nın konut fiyat endeksi (KFE) verilerine göre KFE, Ekim 2022’de yıllık bazda yüzde 188.2 arttı. Bu yıllık artış oranı Eylül 2022’de yüzde 189.1’e çıkarken Ekim 2021’de sadece yüzde 40.2 idi. Ayrıca Ekim 2022 itibarıyla Türkiye genelinde metrekare başına ortalama konut fiyatı 16 bin 563 lira olarak hesaplandı. Bu fiyat İstanbul için 26 bin 637 lira.
- İşçi payı azaldı: Türkiye ekonomisi son dönemde, daha çok iç tüketim, kısmen düşük ücreti esas alan rekabetin yarattığı ihracat ağırlıklı büyüyor. İktidarın övündüğü bu durumun sağlıklı ve sürdürülebilir olmadığı ise büyük tartışma konusu. Ayrıca bu büyümeye rağmen emekçilerin milli gelirden aldığı payı azalması ise iktidarın tercihlerini en iyi göstergelirden biri. Çünkü işgücü ödemlerenin gayri safi katma değerden aldığı pay 2022 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 26.3’e düştü. Bu oran aynı çeyrekler itibarıyla 2021’de yüzde 29.5, 2020’de yüzde 30.1’di.
- İşsizlikte ‘istikrar’: En önemli toplumsal sorunların başında gelen işsizlik bütün ağırlığı ile emekçilerin üstüne çökmüş durumda. Ekim 2022 verilerine göre dar tanımlı işsiz sayısı 3 milyon 534 bin kişi, geniş tanımlı işsiz sayısı 7 milyon 608 bin kişiye ulaştı. Dar tanımlı işsizlik oranları ise iki haneli rakamlarda istikrarlı bir şekilde seyrini devam ettiriyor. Ayrıca 15-24 yaşta gençler arasında ne eğitimde ne istihdam olan kişilerin oranının son verilere göre yüzde 27.1’e çıkması da gelecek açısından bir başka önemli sorun.