Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, 2022’nin hem Türkiye hem dünya açısından risklerin, belirsizliklerin, istikrarsızlıkların arttığı bir yıl olduğuna işaret ederek, “Enflasyon yükselirken büyüme yılın ikinci yarısıyla birlikte geriledi. Makroekonomik koşullar itibarıyla gelişmiş ülkelerle aramızdaki bu benzerliğe rağmen ekonomi politikasında ayrıştık. Gelişmiş ülkeler enflasyonla mücadele için parasal koşullarda sıkılaştırmaya gittiler. Türkiye bozulan dengeleri onarmak için makroekonomik istikrar politikaları yerine mikroekonomik düzenleme politikaları uyguladı” dedi. Turan 2022 ile ilgili değerlendirmesi ve 2023 öngörülerini Cumhuriyet’e açıkladı:
– İş dünyası, geride bıraktığımız yıl içinde gündeme gelen çok sayıda düzenlemeyi takip etmekte zorlandı. Politika faiz oranlarındaki gerilemeye rağmen finansmana erişim sorunları arttı. TL’nin değer kaybetmesine rağmen, başta enerji olmak üzere hammadde fiyatlarındaki artış ihracatın rekabet gücünde sıkıntı yarattı.
– En büyük ticari partnerimiz olan Avrupa’daki resesyon, ihracat talebimizi olumsuz etkiledi.
– Hızlı bir büyüme, aşırı dalgalı bir kur ve yüksek enflasyon ile başlamış olduğumuz 2022’yi kurdaki dalgalanmanın azaldığı, baz etkisine bağlı olarak enflasyon artışının durduğu ama hâlâ yüksek seyrettiği, ihracatın ve büyümenin yavaşladığı bir konjonktür ile bitiriyoruz.
– 2022 gelir eşitsizliklerinin arttığı bir yıl olarak kayda geçebilir. Enflasyon ve işsizlik, sabit ve dar gelirlilerin gelir ve refah düzeylerini korumalarını zorlaştırdı.
İSTİKRAR TESİS EDİLMELİ
– İş dünyası olarak 2023 yılına ilişkin planlarımızı enflasyonun tek haneye indiği, TL’nin istikrara kavuştuğu, iş hayatına dönük sık mevzuat değişikliklerinin yerini kuralların öngörülebilir olduğu bir iş ortamının aldığı, iç talebin canlandığı, büyümenin hızlandığı bir çerçeve üzerine yapmak isteriz.
– 2022’ye ilişkin belirsizliklerin, risklerin ve istikrarsızlığın etkilerinin 2023’e uzaması olası. Her şeyden önce enerji fiyatlarına ve Avrupa’daki resesyona bağlı olarak ihracatın ve cari açığın ne olacağı, cari açığın nasıl finanse edileceği belirsizlik barındırıyor. Düzenlemelerde hızlı ve sık değişikliklerin devam edip etmeyeceği bir başka belirsizlik unsuru.
– Bunların üzerine eklenen seçim süreci de var. Seçim süreçleri her zaman için ekonomideki dalgalanmaların arttığı yıllardır. Seçim öncelerinde genelde ekonomiyi hızlandırıcı politikalar, seçim sonrasında ise ekonomik istikrara dönük politikalar uygulanır. Makroekonomik dengeler hassas bir zeminde ilerliyor. Ekonomide politika hataları için marj daralmış durumda. Bu nedenle ekonomi politikalarının büyük bir dikkat ve beceriyle uygulanması gereken bir yıla giriyoruz. 2023 makroekonomik istikrarın tesis edildiği bir yıl olmak durumunda.
“BANKACILIK SEKTÖRÜ GÜÇLÜ YAPISINI KORUYOR”
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, gelecek yıl Türkiye’de büyümenin yüzde 5’in üzerinde kalmasını beklediklerini belirterek “Enflasyonun baz etkisiyle ilk yarıda yüzde 40’lara doğru hızla gerileyeceğini, kredilerin de enflasyona paralel bir artış trendinde olmasını öngörüyoruz” dedi. Hakan Ateş şu değerlendirmeyi yaptı:
– Türkiye ekonomisinde büyümenin ve istihdamın önceliklendirildiği, ekonomik aktivitenin canlı tutulmaya çalışıldığı bir politika seti uygulanıyor. Geçen yıl yüzde 11’i aşan büyüme rakamının 2022’de yüzde 5’in üzerinde kalmasını bekliyoruz.
– Gelecek dönemde döviz kurunda sağlanan dengelenme ve baz etkisinin devreye girmesiyle enflasyon gerilemeye devam edecek.
– Türk bankacılık sektörünün güçlü yapısını koruyor. Bankacılık göstergeleri uluslararası kriterlere uygun seviyelerde kalmaya devam ediyor. Bankaların sermaye yeterlilik oranı yüzde 19’un üzerinde ve aktif kalitesinde de bozulma yok.
– Kredi artışı yabancı para kredilerdeki geri çekilmenin de etkisiyle yüzde 50’lerde ve yıllık enflasyonun gerisinde kalıyor. Yani bu yıl için reel bir kredi büyümesinden bahsedemiyoruz.
– 2022’de özellikle politika faizinde yaşanan geri çekilme ve enflasyona endeksli tahviller banka kârlarını destekledi.
– 2023’te dış fonlama girişinin yavaş seyretmesi ve mevduat rekabetinin artması, fonlama maliyetlerinin yükselmesine neden olabilir. Ayrıca mevduattaki gelişmelerin yanında regülasyonlar sebebiyle ticari kredi faizlerindeki gerileme net faiz marjını daraltıcı etki yaratıyor.
– DenizBank olarak aktif, kredi ve mevduatta ihtiyatlı büyümeyi sürdürüyoruz. Başrollerde KOBİ ve perakende bankacılığın olması bizleri mutlu etti. 2022 ilk üç çeyrekte, aktiflerimiz konsolide bazda 598.1 milyar TL, konsolide olmayan bazda ise 503 milyar TL olarak gerçekleşti.
– Konsolide bazda nakdi ve gayrinakdi kredi hacmi toplamı 414 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde özkaynaklar konsolide bazda 47.5 milyar liraya çıktı. Net kârımız konsolide olarak 14 milyar 289 milyon lira düzeyinde gerçekleşti.
– Finansal başarılarımızın yanında dünyada yaşanan gelişmeleri de yakından takip ediyor ve önemsiyoruz. Başta iklim değişikliğinin etkileriyle mücadeleye katkı sağlamayı ödevimiz olarak görüyoruz.
– Hedefimiz, en iyi yatırım bankacılığı hizmetini sunmak. Bu sebeple sadece büyük değil, küçük ve orta yatırımcı kitlesine uygun yatırım ürün ve işlem setini de kolay ve anlaşılır şekilde sunma gayretindeyiz. En geniş yatırım ürün gamı ve en iyi müşteri deneyimiyle bu alanda liderlik iddiamız var.
TOBB: TEMKİNLİ AMA KARARLI İLERLEMELİYİZ
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin, daha fazla ticaret ve yatırımla bölgesel ve küresel bir ekonomik güç olma konumunu kuvvetlendirmesi gerektiğini söyledi. TOBB Başkanı şu değerlendirmeyi paylaştı:
– Özel sektörde artan yatırım iştahının yansıması olarak organize sanayi bölgelerinde boş sanayi parseli kalmadı. Sanayi yatırımı yapacak yeni arazi üretilmesi ihtiyacı doğdu.
– Özel sektör olarak üretime, istihdama, yatırıma, ihracata devam etmeliyiz. Risklere değil, fırsatlara odaklanmalıyız ve ekseni genişletmeliyiz, temkinli ama kararlı bir şekilde ilerlemeyi sürdürmeliyiz.
“KRİZLERİN GÖLGESİNDE 2023’E GİRİYORUZ”
Kripto para şirketi Paribu Üst Yöneticisi (CEO) Yasin Oral, risklerin önemli bir kısmı anlaşılmış ve yaşanmış olsa da finansal piyasalarda 2023 yılına 2022’de yaşanan krizlerin gölgesinde başladığını söyledi.
Oral, “Genelde böyle dönemlerde fiyatların dengelenmesi ve bir sonraki iyimser piyasanın temellerinin atılması olasıdır. Bu yıl yaşanan krizler sonrası özellikle regülasyon açısından yeni gelişmeler olması muhtemel. 2023 bizim için Paribu kullanıcılarını, Exchange dışındaki farklı ürünlerimizle tanıştırdığımız ve insan hayatına daha çok dokunacağımız bir yıl olacak” dedi.
5G ÇALIŞMALARI HIZ KAZANDI
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, 2022’de dijitalleşme ve dönüşüm kavramları ile bu alandaki yatırımların hemen her sektörde ön planda olmaya devam ettiğini, 5G ve altyapı alanındaki çalışmaların ivme kazandığını söyledi.
Erkan, altyapıda her yere erişim için artırdıkları yatırımları kurumsal ve bireysel müşterilere sundukları kapsayıcı dijital hizmet ve servisleri 2022’de de geliştirerek dijital Türkiye hedeflerine emin adımlarla ilerlediklerini aktardı. Murat Erkan şu değerlendirmeyi yaptı:
– 2022’nin üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 57 artışla 14.7 milyar TL gelir elde ettik. Turkcell’in üçüncü çeyrek net kârı ise yüzde 68 artarak 2.4 milyar TL’ye ulaştı. Son 10 yılda fiber altyapıya 7.6 milyar TL yatırım yaptık. Toplam fiber hane erişiminde 5.2 milyona ulaştık.
– Temmuz ayında İstanbul Havalimanı 5G’li oldu. Diğer operatörlerle birlikte 5G teknolojisinin test uygulamasının başlatılmasında ve “Türkiye’nin 5G Yolculuğu”nda yerimizi aldık. Bakanlık, 5G ihalesinin 2023’te yapılacağını duyurdu. 5G’ye geçiş sürecinin yerlilik oranı yüksek ve doğru teknolojiyle, doğru altyapıyla, doğru alanda, doğru zamanda ve doğru maliyetle ele alınmasını önemsiyoruz.
– 2023 için hedef ve stratejilerimiz üzerine çalışmalarımız halihazırda devam ediyor. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yakışır şekilde, faaliyet gösterdiğimiz tüm alanlarda belirlediğimiz yeni hedeflerimize stratejik odaklarımız doğrultusunda ilerlemeye devam edeceğiz.
YILBAŞINI EVDE GEÇİRECEĞİZ
Migros’un, yılbaşı kutlama alışkanlıklarını ve yeni yıldan beklentileri ortaya koyan araştırmasına göre, katılımcıların yüzde 80’i yılbaşı akşamını ailesiyle birlikte geçireceğini belirtirken yüzde 74’ü kendi evinde olmak istiyor.
Katılımcıların yüzde 85’inin yeni yıldan en büyük beklentisi ise sağlık oldu. Araştırmaya göre, katılımcıların yüzde 67’si yılbaşı akşamı için her zamankinden farklı bir market alışveriş listesi yaptığını söylüyor. Market alışverişleri de ortalama üç gün önceden ve daha çok eş ya da aileyle birlikte yapılırken alışveriş için yüzde 95 oranla zincir marketlerin tercih edildiği ortaya çıkıyor. Yüzde 71’lik oranla mezeler yemek tercihlerinde ilk sırayı alırken zeytinyağlılar yüzde 48’lik, ızgara kırmızı et yüzde 43’lük, etli yemekler yüzde 40’lık oranla mezeleri takip ediyor.