Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşması İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Fincancı’nın tutukluluğunun devamına karar verirken duruşmayı 29 Aralık 13.30’a erteledi.
Fincancı bu sürede Bakırköy Cezaevi’nde kalacak. Duruşma öncesi Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nin arkasında sağlık meslek örgütleri ve milletvekillerinin de yer aldığı bir basın açıklaması yapıldı. İstanbul Adliyesi’nin önünde ise yoğun güvenlik önlemleriyle alınırken alan kapatıldı.
Katılımın çokluğu ve salonun küçük olması nedeniyle birçok kişi salonun dışında kaldı. Mahkeme, avukatların daha büyük bir salona geçme talebini ise reddetti.
‘FITIĞIM VAR’
Savunmasını yapan Fincancı Ankara’dan 5 buçuk saat kelepçeyle getirildiğini belirterek “İstanbul’a getirilme şartlarım adil yargılanma haklarının ihlalidir. Benim üst seviyede fıtığım var. İkincisi benim tek silahım kalemimdir. Bu insanlık onuruna aykırıdır” dedi.
Fincancı, “Mesleğimi, kimliğinden bağımsız tüm insanları görünür kılma çabasıyla sürdürdüm. Takdir edersiniz ki yıllarımı verdiğim adli tıbba, iddianameyi yazan ve adli tıbbı bildiğini iddia eden savcıdan daha çok hâkimim. Videodaki belirtiler üzerine yaptığım tıbbi değerlendirme bir ön tanıdır. Tanıya erişebilmek için de etkili ve bağımsız bir soruşturma ve belgeleme gerekmektedir. Bir insan hakları savunucusu olarak ifade özgürlüğü ve toplumun haber alma hakkını savunma sorumluluğum vardır” dedi.
‘ALGI OPERASYONU’
Milli Savunma Bakanlığı’nın avukatı bakanlık adına katılma talebinde bulundu. Fincancı’nın avukatlarından Gulan Çağın Kaleli, “Algı operasyonu yürütülüyor” dedi. Kaleli, “Müvekkil bu dosyayla, yıllardır mücadelesini vermiş olduğu bir alanın parçası haline getirilmiştir. Medya Haber sorumlusunun dosyaları yahut sözleri müvekkili bağlamaz. Savcı 7 dakikalık programdan sadece 5 kelimeyi iddianameye koymuş. Adil yargılanmadan bahsetmek mümkün değil. Objektif olmayan bir savcının hazırladığı iddianameyle yargılama yapıyorsunuz” diye konuştu.
Fincancı’nın avukatları tahliye talebinde bulundu. Fincancı’nın üzerine atılı TMK 7/2 suçundan üst sınırdan cezalandırılmasını isteyen Savcı, tutukluluk halinin de devamını talep etti.
YERİM BU TOPRAKLAR
Tutukluluğunun devamı hakkında konuşan Fincancı, “Cezaevinde olmak benim bir insan hakları savuncusu için bulunmaz nimet. Biz insan hakları savunucuları denetlemek için talepte bulunur ama reddediliriz. Gözlemlerimi cezaevindeyken yazıyorum. Ancak tutukluluğumun devamında kaçma şüphesi aklın ötesinde. Ben dünyanın her yerde adli tıp uzmanı olarak ders verebilirim ancak bu topraklarda olacağım. Benim kaçma gibi bir durumum söz konusu olamaz. TTB Merkez Konseyi görevi bir devlet görevi değil. Bir denetim organıdır” dedi.
Avukat Meriç Eyüboğlu ise “Söylediklerimizin hiçbir karşılığı yoksa her şey önceden belliyse hukuk çoktan bitmiş durumda. Biz de tiyatronun içindeyiz” dedi.
(Meriç Eyüboğlu)
‘HUKUK SKANDALI’
Duruşma sonunda basın açıklaması yapıldı. Eyüboğlu, “Bugün bir başka hukuk skandalına daha tanıklık ettik. 800 tane avukat gönüllü oldu. Ancak mahkeme üç kişi savunma yapabilir diyerek sınırladı. Biz ne söylersek söyleyelim hocamız ne savunma yaparsa yapsın karar zaten verilmişti. Bu ülkede hâkimler yok, hukuk yok” dedi.
(Ali İhsan Ökten)
TTB İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten ise “Bizler susmuyoruz; korkmuyoruz, ve birilerine inat, hiçbir yere gitmiyoruz” ifadelerini kullandı.