Hukukçu kimliğine sahip bir Cumhuriyet kadını olarak; bağımsız yargıdan, hukukun üstünlüğünden, haktan ve adaletten yana, ülkemiz, mesleğimiz ve toplum için yaptığım her çalışmada; Atatürk’e ve Cumhuriyete borçlu olduğumu bilmekteyim.
Cumhuriyet; kadınların ve tüm yurttaşların her alanda eşit olmasıdır. Atatürk, Türk kadınına her zaman güvenmiş ve kadının toplumdaki rolünü önemsemiştir. “Dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir” diyerek kadını yüceltmiştir. Türk kadını, Kurtuluş Savaşı’nda verdiği mücadeleyle bu güvene layık olduğunu göstermiştir. Cumhuriyet’in daha ilk yıllarında kadınlara sosyal ve siyasi haklar tanınmıştır. 1926 yılında Medeni Kanunu’nun kabulüyle kadın, eşit yurttaş sayılmıştır. Belediye seçimleri ile muhtar ve ihtiyar kuruluna seçme ve seçilme hakkının ardından 5 Aralık 1934’te 1924 Anayasası’nın 10 ve 11. maddelerinde yapılan değişikliklerle kadınlara Avrupa’daki pek çok ülkeden önce seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Cumhuriyet’in temel ilkeleri arasında kadın hakları için çok önemli olan laiklik ilkesidir. Cumhuriyet, Türk kadınına toplumsal hayatta, eğitimde, çalışma hayatında, siyasette her alanda eşitliği öngörerek kazanımlar getirmiştir. Atatürk, aklı ve bilimi rehber edinen ve toplumu da Cumhuriyetin temel ilkeleriyle şekillendirmiş bir önderdir. Türkiye’nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu gibi rol model kadınların yetişmesini desteklemiştir. Birçok kazanımının uygulamada geriye götürüldüğü Cumhuriyetimizi her zamankinden daha fazla savunmak ve daha ileriyi taşımak bütün yurttaşların öncelikli görevidir. Cumhuriyetimiz sonsuza kadar yaşayacaktır. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.