Cumhuriyet aydını Necip Hablemitoğlu’nun 2002’de katledilmesine ilişkin hazırlanan, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in de şüpheli olarak yer aldığı iddianameyle birlikte 15 Temmuz darbe girişiminin ardından silahlı terör örgütü olarak adlandırılan FETÖ’ye yönelik “milat” tartışması başladı. Mahkeme, ayrıca konunun terör kapsamında olduğunu, davanın terör yetkisi bulunan mahkemece görülmesi gerektiğini belirterek görevsizlik kararı verdi.
“HEP TERÖR ÖRGÜTÜYDÜ”
Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, 2003’te Resmi Gazete’de yayımlanan “terör” tanımındaki “silah olmazsa terör olmaz” değişikliğine işaret ederek ardından Gülen’in, terörle mücadele kapsamında yargılandığı davadan beraat ettiğine dikkat çekti. Eminağaoğlu, “FETÖ gibi örgütler, silah bulunsun ya da bulunmasın, her durumda terör örgütüydü. Ancak bu iddianame ile FETÖ’nün, değişiklik öncesinde dahi silahı kullandığı belirtiliyor. O değişikliğe bile gerek olmaksızın 18 Aralık 2002’de zaten silahlı olduğu iddiası gündeme taşındığına göre her durumda 15 Temmuz öncesi milat tartışması başlar” dedi. Eminağaoğlu, siyasi iktidarın, “O dönem silahlı terör örgütü olduğu yönünde karar yoktu” söyleminin de “boşa düşeceğine” dikkat çekti.
Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk “Bu bizi Fethullahçı yapının 2002’de de terör örgütü olduğu sonucuna götürmektedir. FETÖ için suç tarihi olarak belirlenen 17-25 Aralık soruşturması sonrası iddiasını çürütmüş oluyor. Bu iddianame sonucunda 17-25 Aralık öncesinde örgüt içinde yer alanlar, örgüte yardım edenlerin de terör örgütü üyeliğinden ve örgüte yardım etmekten yargılanmalarının önü açılmıştır” dedi.
“HABLEMİTOĞLU’NU DURDURMAYA ÇALIŞTILAR”
FETÖ elebaşı Gülen ve Alman vakıflarına yönelik çalışmalarını yürütürken 18 Aralık 2002’de suikast sonucu katledilen Hablemitoğlu suikastına yönelik hazırlanan iddianame, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilmişti. İddianamede, Hablemitoğlu’nun “FETÖ’nün ne denli tehlikeli örgüt olduğunu, gizli fakat derinden yapılanmasını, anayasal kurumları ele geçirmeye yönelik faaliyetlerini açıkça ifade eden ilk yurttaşlardan olduğu, açıklama ve çalışmaları ile FETÖ’nün baskılarına maruz kaldığı ve hedefi haline geldiği” belirtilmişti. FETÖ’nün üst düzey yöneticilerinin Hablemitoğlu’nu durdurmaya çalıştığı aktarılan iddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin cinayeti “azmettirdiği” vurgulanmıştı.