İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ/PDY’ye yönelik soruşturma kapsamında, örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve sivil unsur yapılanmasında yer alan ve ankesörlü/sabit hatlardan ya da büfelerde kurulu kontörlü telefonlardan iletişim kurduğu tespit edilen 5’i Kara Kuvvetleri, 8’i Hava Kuvvetleri Komutanlıklarına ve 1’i Jandarma Genel Komutanlığı’na mensup; 4’ü muvazzaf 14 asker, 13’ü darbe girişimi sonrası ilişikleri kesilen askeri okul öğrencisi ve 1’i ihraç polis memuru olmak üzere toplam 28 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, şüphelilere yönelik 8 Kasım’da eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda 20 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden 9’u itirafçı oldu.
“AİLELERİMİZLE TANIŞTILAR”
İtirafçılardan 2’si, örgütün çalışma prensiplerini anlattı. Örgütle ilk olarak ortaokulda tanıştığını söyleyen A.Ö., “2008 yılında FEM Dershanesi’nin sınavından yüzde 10 burs kazanınca ailem beni buraya kayıt yaptırdı. Bir süre sonra dershanedeki öğretmenlerimiz bizi cemaat evine götürdü. 2 arkadaşımla birlikte hafta sonları bu cemaat evine 5 ya da 6 defa gidip gelmeye başladık. Bu evde ilk zamanlar bize ders çalıştırıp, namaz kıldırıp, Fetullah Gülen videolarını izleterek, örgütle ilk tanışma propagandası yapılıyordu. Haftada bir gün, cumartesi günleri bu evde kalıyorduk. Evde örgütsel olarak namaz kılma, Fetullah Gülen’in kitaplarını okuma ve video izleme etkinlikleri yapılıyordu. Bu evlere gelen A. isimli örgüt üyesi, ailelerimizle tanışmak isteğini söyledi. Bir süre sonra evimize geldi. Eve geldiklerinde sohbet ortamında bir anda kendi kendime asker olmak isteğimi söyledim. Onlar da bu duruma bir tepki vermediler ve evden ayrıldılar” dedi.
“SEN DUA ET GERİSİ HALLOLUR”
Örgüt üyelerinin isteği doğrultusunda FEM Dershanesi’nden kaydını aldırdığını belirten A.Ö., “2012 yılı ağustos ayında A., FEM Dershanesi’ne gelip beni bir odaya çekti. Askerlikle alakalı düşüncemi desteklediğini, askeriyede bizden birilerine ters bakıldığını, asker olmak istiyorsam FEM Dershanesi’nde olmamam gerektiğini söyledi. Ben de kaydımı başka bir dershaneye aldırdım. Cemaat evlerine gitmeye devam ediyordum. 2013 yılının ocak ayından sonra arkadaşlarım asker olmak istemediklerinden benim olduğum gruptan ayrıldı, tek başıma kaldım. Aynı yıl nisan ayı gibi örgüt evine 2 kişi geldi. Bu kişiler bana askeriye içerisinde benim gibi bizden, cemaatten olan insanların, vatana hayırlı, düzgün, temiz insanların olması gerektiğini söylediler. Mülakatlarda direkt yardımcı olacaklarını belirtmediler ancak ben herhangi bir sorun çıkması durumunda ne olacağını sorduğumda ‘Sen dua et, inan. Gerisi bir şekilde hallolur’ dediler. Üstüme çok düşmeye başladıkları için şüphelendim ve gidip gelmeyi azalttım” ifadelerini kullandı.
“HANGİ GAZETELERİ OKUYORSUN”
Mersin’de bir örgüt üyesi tarafından kendisine mülakat yapıldığını söyleyen A.Ö., “Mülakatlar için spor yapmaya başlamıştım. Annem üzerinden bana ulaşıp nasıl gittiğini sordular. K. isimli örgüt üyesi benimle görüşmek istedi. Beni Mersin’e götürdü. Burada üst konumunda bulunan örgüt mensubu ile tanıştırdı. Ardından ismini bilmediğim birinin yanına gittik. Bu kişi benimle mülakat yapmaya başladı. İlk olarak okuduğum gazeteleri sordu. Bana, ‘Hocaefendiyi (Fetullah Gülen) tanıyor musun?’ sorusunu sorduklarında ‘Tanımıyorum’ demeden önce ‘Hangi Hocaefendi?’ sorusunu sormam gerektiği konusunda uyardılar. Hangi yazarları okuduğum da soruldu. Benim kazanmam halinde ilk önce jandarmaya sonra Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na gitmem gerektiğini söylediler. 2013 yılının ağustos ayında mülakat sonuçları açıklandı. Ankara GATA Sağlık Astsubay Meslek Yüksekokulu’na kaydımı yaptırdım” dedi.
GÖRÜŞMELER GİZLİLİK İÇERİSİNDE YÜRÜTÜLMÜŞ
Örgüt üyeleriyle görüşmelerini gizlilik içinde gerçekleştirdiklerini belirten A.Ö., “2013 ekim ayında izindeyken ailem üzerinden bana ulaştılar. Dışarıda görüştüm. Bu görüşmede K. da vardı. Ankara’da okuduğum dönemde görüşmeye geleceklerini, 2 haftada bir cumartesi günleri Kızılay’da saat 10.00 sıralarında Güven Park’ta buluşup, görüşeceklerini söylediler. Gizlilik çerçevesinde bu görüşmenin belirtilen yerde birbirimizi uzaktan görüp, yan yana gelmeden, selam vermeden bindiği dolmuşa binip, indiği durakta arkasından takip ederek girdiği apartman dairesine girmem gerektiğini söylediler. Ben de kabul ettim. 2013 yılının ekim sonunda bir hafta sonu Kızılay’da bulunan Güvenpark’a saat 10.00’da gidip bekledim. U. isimli örgüt mensubunu gördüm. Bindiği dolmuşa bindim. Atakule civarında önce o, ardından ben indim. Onun girdiği apartmana girdim ve görüştük” ifadelerini kullandı.
A.Ö., bir örgüt üyesi tarafından kendisine onların istediği kişiyle evlenmesi gerektiğinin söylendiğini de ifadesinde belirtti. A.Ö., “Son görüşmede askeri öğrencilerle ilgilenen adını bilmediğim biri geldi. Bu örgüt üyesi, 2015 yılında askeri okuldan mezun olunca cemaate mensup kişilerle atandığım yerde beraber kalacağımı, kendilerinin seçtiği kadınlardan biriyle evlenmem gerektiğini, bekarsam maaşımın yüzde 20’sini, evliysem yüzde 10’unu örgüte vermem gerektiğini iletti. Ben de bunu duyduktan sonra ordu üzerinde etkin olduklarını, cemaatten temelli olarak kopmanın gerektiğini anladım” dedi.
“PAÇALARINI ABDEST ALIR GİBİ KIVIRMA”
Operasyon kapsamında gözaltına alınan ve itirafçı olan N.U. da örgüt üyelerince kendilerine askeri lise mülakatları yapıldığını söyledi. N.U., “Askeri Lise Sınavı’na girmeden kısa bir süre önce sınavı beraber hazırlandığım iki arkadaşımla birlikte bizi K. isimli örgüt üyesi Çankaya’da bulunan Şifa Hastanesi’ne ‘check-up’ kontrolü için getirdi. Hastaneye kaydımızı ‘kod’ isimlerimizle yaptırdık. Burada aynı askeri okul mülakatında olacak şekilde sağlık kontrolünden geçtik. Askeri Lise Sınavı’nda başarılı olunca K.’nin kaldığı eve gittim. ‘Selim’ kod adlı biri bana mülakatlarla ilgili bilgiler verdi. Atatürk ilke ve inkılaplarını, dönemin Genelkurmay Başkanı’nın adını bilmem gerektiğini söyledi. Mülakat komisyonunda bulunanların üstümdeki kıyafetlerini çıkarmam gerektiğini söylediğinde utanmadan hemen çıkarmam gerektiğini, paçalarımı kıvırmam istendiğinde abdest alır gibi katlayarak değil, yukarı çekerek kıvırmam gerektiğini, arkamda bulunan duvarın renginin ne olduğu sorulduğunda arkama dönüp bakmamam gerektiğini söyledi” ifadelerini kullandı.
ŞEFKAT TOKATI’YLA CEZALANDIRMA
Örgüt üyelerince ‘şefkat tokadıyla’ cezalandırılmakla tehdit edildiğini söyleyen N.U., “2015 yılının sonlarına doğru görüşmelere gitmemeye başladım. Gitmememin nedeni lisede olduğum dönemde S. isimli örgüt üyesinin cep telefonumu karıştırıp, özel hayatıma karışması ve beni ‘şefkat tokadı’ ile cezalandıracağını söylemesiydi. İçimde biriken durumlardan dolayı gitmek istemedim. 2016 yılının temmuz ayında darbe girişimi gerçekleştikten sonra askeri okul kapanınca örgütle de irtibatım tamamen kesildi” diye konuştu.