Fatih’in Balat Mahallesi’nde bulunan ve 14.yüzyılda inşa edilen Tur-i Sina Manastırı, Mısır’daki Azize Katerine Manastırı’nın İstanbul temsilciliği olarak biliniyor. Tur-i Sina Manastırı, ortodokslar için önemli bir yere sahip.
Kilise, papaz evi ve kütüphaneden oluşan yapının büyük bir bölümü günümüze kadar ulaşmış durumda. Ancak kilisenin duvarlarında çatlaklar oluştuğu, dış cephesine ise futbol kalesi çizildiği görüldü.
Kilisenin yanında bulunan papaz evinin içerisi ise kullanılmayacak halde. Esnaf ise manastırın çevresindeki çöpler ve duvarlardaki yıkıntılardan dolayı turistlerin yapıya yaklaşmadığını ifade ediyor.
“ORTODOKS DÜNYASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR MANASTIR”
Tarihçi Hayri Fehmi Yılmaz manastırın günümüze kadar gelebilmiş bir yapı topluluğu olduğunu belirterek, “Aslında Tur-i Sina Manastırı, Mısır Sina Yarımadası’nda olan Tur-i Sina Manastırı’nın İstanbul temsilciliği olarak biliniyor. Bu manastırın yapılarının, 14. yüzyıldan bugüne bu bölgede olduğu bilinir. Bugün görülen yapılar ise 18. yüzyılda yeniden inşa edilmiştir. Lale Devri dediğimiz dönemde yenilenir. Manastırda bir kilise, kütüphane ve papaz evi inşa edilmiştir. Tur-i Sina Manastırı Ortodoks dünyasında çok önemli bir manastırdır. Büyük şehirlerin hepsine bir temsilciliği vardır. Bu bir adettir, büyük manastırların temsilcilikleri olur. Burası da muhtemelen 16. yüzyıldan itibaren ama, kaynaklara göre 18. yüzyıldan sonra temsilci olarak görülür” dedi.
“İSTANBUL’DA GÖREBİLECEĞİNİZ EN ETKİLEYECİ OSMANLI YAPISIDIR”
Kilise çok iyi durumda olmadığını belirten Yılmaz, “Hele papaz evi daha kötü durumda. Oysa İstanbul’da görebileceğiniz en etkileyici Osmanlı yapılarındandır. Ziyareti çok zor. Sadece Vaftizci Yahya ve Aya Katarina gününde dua yapılır. Bu yapının papaz evi oldukça etkileyicidir. 19. yüzyılda Bartlett’in tasarladığı gravürde etkileyici şekilde iç mekanı tasvir edilmiştir. Osmanlı sanatının hem doğudan hem batıdan etkiler aldığı çok zengin süsleme vardır. Aynı zamanda Osmanlı dünyasının ortak sanat anlayışının müslüman, ortodoks, yahudi olan tüm toplumları birleştirir” dedi.
“TURİSTLER ÇÖPLERİ GÖRDÜKLERİNDE MANASTIRIN YANINA YAKLAŞMADAN UZAKLAŞIYOR”
Manastırın karşısında dükkan işleten Celal Özdal, “20 yıldır manastır bu şekilde. Restore edilerek halka açılması lazım. Atıl vaziyette bekliyor, bu bize rahatsızlık veriyor. Etrafı çöp yığınına dönüştü, bu hiç hoş değil. Turistler bu çöpleri gördüklerinde manastırın yanına yaklaşmadan uzaklaşıyorlar” dedi.
RESTORASYON ÇALIŞMASI BAŞLATILACAK
Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olan manastırın, bakım ve temizliğinin ise Fener Rum Patrikhanesi sorumluluğunda olduğu belirtildi.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2019 yılında can ve mal güvenliği nedeniyle kapatılan manastır için bu yıl restorasyon projesi yapıldığı ve 2023’te çalışmaların tamamlanacağını bildirdi.