Fotoğraflar: Vedat Arık
Yazar, akademisyen ve gazetemizde 25 yıldır yazdığı köşe yazılarıyla okuruyla buluşan Prof. Dr. Erol Manisalı’yı bugün son yolculuğuna uğurladık. Manisalı için ilk tören İstanbul Üniversitesi merkez binasında düzenlendi. Manisalı’nın naaşı bu törenin ardından Cumhuriyet Gazetesi’ne getirildi.
EROL MANİSALI SON KEZ CUMHURİYET’TE
Cumhuriyet Gazetesi’nde düzenlenen törene Manisalı’nın eşi Nuriye Manisalı, oğlu Kunter Manisalı, Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve gazetemizin imtiyaz sahibi Alev Coşkun, gazetemizin yazarları Ali Sirmen, Şükran Soner, Orhan Bursalı, Barış Terkoğlu ve gazetemizin daha pek çok emektarı, Prof. Dr. Burak Atamtürk, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, Kırmızı Kedi Yayınevi Sahibi Haluk Hepkon, yazar Osman Selim Kocahanoğlu ile Manisalı’nın sevenleri, akademisyen arkadaşları ve asistanları katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise törene çelenk gönderdi.
“AMANSIZ BİR HASTALIĞA YAKALANDI AMA MÜCADELESİNİ KAYBETMEDİ”
Törende ilk olarak Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Arif Kızılyalın konuştu.
Kızılyalın Ergenekon kumpası sürecini hatırlatarak Erol Manisalı için “Ne yazık ki yaşamıyla, canıyla, hayatıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni, Cumhuriyet değerlerini, Cumhuriyet Gazetesi’ni savunmuş bir karakterdir” dedi.
Arif Kızılyalın’dan sonra Cumhuriyet Vakfı Başkanı ve gazetemizin imtiyaz sahibi Alev Coşkun konuştu.
Erol Manisalı’nın gerçek bir Atatürkçü, Cumhuriyet felsefesine, Cumhuriyet’in temel ilkelerine yürekten inanmış bir aydın olduğunu söyleyen Coşkun, “1997’de başlayan yazılarına son güne kadar ödün vermeden devam etti. O bizim çok yakın hocamızdı, dostumuzdu. Ne yazık ki ulusalcılığından dolayı, Atatürkçülüğünden dolayı onu da Ergenekon’a koydular ve Silivri’ye gönderdiler. Orada amansız bir hastalığa yakalandı ama hiç mücadelesini kaybetmeden yürüdü” ifadelerini kullandı.
Törene katılan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç Erol Manisalı’yı “Cumhuriyet’in, Atatürk ilke ve devrimlerinin ve aydınlanmanın çok önemli bir değeriydi” diye tanımladı. Saraç “Kendisi çok değerli bir bilim adamıydı. Her değerli bilim adamı gibi büyük mücadeleler vermek zorunda kaldı. Özellikle yargı bağımsızlığının sorun olduğu süreçlerde bu sıkıntıları yaşayan bir hocamızdı” diye konuştu.
“HERKES ÖLÜM OLARAK GÖREBİLİR AMA BİR CİNAYET”
Erol Manisalı’nın ölümünü “cinayet” olarak yorumlayan gazetemizin yazarlarından Barış Terkoğlu, “Belki Erol Hocanın hastalığı ya da yaşı nedeniyle bu bir ölüm olarak görülebilir ama ben cinayet olarak görüyorum” dedi.
Terkoğlu, “Hatta bu tabutun olduğu yerde cinayetin silahıyla mağdurunun buluştuğunu düşünüyorum. Bakın Cumhuriyet logosunun ‘y’ harfinin altında bir iz vardır. O iz Ergenekon kumpasında bu gazeteye atılan bombalardan seken şarapnellerin izidir. Orada öyle bir dava kurdular ki bu gazeteyi bombaladılar. Yetmedi, bizzat bu gazetenin yazarlarını bu gazeteyi bombalayan örgüte üye olmakla yargıladılar. İşte Erol Hocayı bu şekilde hapsettiler, kanser ettiler ve Erol Hoca bu sürecin sonunda hayatını kaybetti” dedi.
Zikzak yapmadan, bilimin ve aklın gösterdiği yoldan yürümenin sanıldığı kadar kolay olmadığını söyleyen Cumhuriyet Gazetesi yazarı Erdal Atabey ise Erol Manisalı’yı “Olaylar insanları baskı altına alır. Olaylar insanları alıştığı yerden koparır. Ama karakter sahipleri yollarını, inançlarını, düşüncelerini değiştirmezler. Bu örneklerden en önemli birisidir Erol Manisalı Hocamız” diye konuştu.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Şükran Soner ise Erol Manisalı’yı tanıdığı için onur duyduğunu söyledi. Soner “Toplumsal olayların, yaşamın her alanında vardı. Her yerde sorumluluk duydu, her yerde önde oldu” dedi.
Erol Manisalı’nın öğrencilerinden Prof. Dr. Burak Atamtürk Manisalı’yı “Düşün dünyasının değerleri kaybolur ama izleri devam eder. Bizim için bir babaydı. Aynı zamanda bize düşünme terbiyesini veren biriydi. Farkı görüşlere imkan tanıyan biriydi” diye anlattı.
Erol Manisalı, Zincirlikuyu Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.