CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın ile CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Aylin Yaman koordinasyonunda bugün CHP Genel Merkezi’nde “Yaşlılara Yönelik Sosyal Politikalar Çalıştayı” düzenlendi.
Çalıştaya, CHP’li milletvekilleri, sosyal hizmetler, toplum sağlığı alanında çalışma yapan akademisyen, bilim insanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, yerel yönetimler temsilcileri katıldı.
Çalıştayın açılışında konuşan Yüksel Taşkın, şöyle konuştu:
“ÇOKLU KRİZ ORTAMINI EN ÇOK YAŞLILARIMIZ TECRÜBE EDİYOR”
Türkiye yaşlanan bir toplum. Yaşlı bir toplumdan çok yaşlı bir topluma doğru giderken maalesef çoklu krizlere yakalanmış bir ülkede bu hayatın önemli bir aşaması geçirilmek zorunda. Hepimiz için böyle sıkıntılar var. Ama çoklu kriz ortamında en çok yaşlılarımız, yaşlı bireyler tecrübe etmekte.
“ÜLKEMİZDE YAŞLILAR ÇOK CİDDİ SIKINTILAR YAŞIYOR”
Çalışma hayatı, hayatın en önemli zorlu süreçleri daha sonra belki çok daha sakin, huzurlu veya daha aktif bir hayatları olacakken, ayağı kalkıp gezecek değil de dizlerinin üstünde kalmak zorunda olan bir yaşlı portresi var. Dolayısıyla çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz ülkemizde ama yaşlılar çok daha net bir şekilde yaşıyorlar.
“GENÇ BİR TOPLUM OLMAKLA ÖVÜNDÜK”
Türkiye 7 bölgesiyle tarımda kendi kendine yeterli olmakla övünürdü ya… Bir de genç bir toplum olmakla övünürdük. Öyle bir şey yok. 2021 TÜİK verilerine göre 9,7 olmuş durumda 65 yaş ve üstü. Dolayısıyla aslında gidişat tam da bu konunun işaret ettiği yönde planlanmalı. Geleceğin her aşamasının planlanmasının gerektiği bir dönüm noktasında olduğumuzu düşünüyorum. Yani 8 milyon 245 bin kişi 2021 yılında 65 yaş üstüydü. TÜİK, 2025 yılında yüzde 11 civarında görüyor. 2040’ta yüzde 16,3 civarında görüyor. Alarm zilleri bu rakamlarla çalıyor.
“ÖNEMLİ REFORMLAR HEP İLK 1 YIL İÇİNDE YAPILIR”
Çocuklarla ilgili bir çalıştay yapacağız. Madde bağımlılığının; son dönemde madde ve oyun bağımlılığı çok önem kazandı. Sosyal politikalar açısından nasıl olacak diye bir çalışmamız olacak. Kırılgan gruplarla ilgili olacak. Bütün bunlar iktidara geldiğimizde ne yapmamız gerektiği bilmemiz için yapılıyor. Hem seçim süreci hem de ondan sonraki iktidar süreci çok kritik. Dışardan bir gözlem yapayım, önemli reformlar hep ilk 1 yıl içinde yapılır.
“DENETİME AÇIK OLMAMIZ GEREKİYOR”
“EMEKLİLİK SİSTEMİ FECİ DURUMDA”
Türkiye’de hızla yaşlanan ve çok ciddi sorunlarla karşılaşan bu kesimin en önemli sorunu nedir diye sorduğumuzda; bazıları sosyal güvenlik sistemine, sağlık sistemine, emeklilik sistemi… Emeklilik sistemi feci durumda. Bir arkadaşımız, adı Umut olsun. Üniversiteden çıkıp iş piyasasına girdiğinde bugünkü koşullarda emekli olması imkansız. Yeni dünyada çok ciddi bir risk var. Ama o arkadaş prim ödemediğinde ondan sonraki kuşaklar sıkıntılı. Şu andaki emeklilerin skandal düzeyinde maaşlar almasının nedeni de zamanında bu dengeyi oturtamamamız.
Bugün ‘Yaşlı Dostu Kent’ kavramı üzerinden yerel yönetim masası da oluşturduk. Seçici olmak zorundaydık. 40’ın üzerinde kent bu konuda iyi işler yapıyordu. Çok güçlü bir dinamizm var. Devletin görevi o dinamizmin önünü açmak, denetlemektir. Planlamak lazım. TÜİK’in kendi hesaplarına göre yaşlılarımızın yüzde 17’si yoksul görünüyor. Aslında hayatın belli aşamalarından geçen, çalışma hayatından geçen emekli olan kişilerin bu kadar yoksulluk üretmesi başlı başına vahim bir durum. Yaşlı kadınlar çok daha yoksul. Buna bir de çalışan ve emekli yoksulluğu kavramlarını eklemek zorundayız.
“13 MİLYON 800 BİN KİŞİ”
Emekli, dul ve yetim maaşı alanlar 13 milyon 800 bin kişi. Ciddi bir rakam. SGK’ya soruyoruz, emekli maaşı alanların kaçı asgari ücretin altında alıyor. Yanıtlamıyorlar. Çalışan yoksulluğu o kadar ciddi bir boyuta ulaşmış ki SGK o verileri bizimle paylaşmıyor. Demokrasiler tartışma ve planlamanın özü veri paylaşımındadır. Bizim Aile Destekleri Sigortası projemiz var. Aslında evrensel vatandaşlık gelirinden esinlenen bir yaklaşım. Bizim planlarımız 4 milyona yakın haneyi kapsamakken 6 milyona kadar bu iş gidebilir. Hane diyorum bu da toplumun yüzde 30’u ediyor.
Biz bir sosyal hizmetler devrimi yapmak istiyoruz. Devrim lafını inadına kullanıyorum. Fark yaratacaksak burada yaratacağız. Bakım emeği eksenli bir sosyal hizmetler devrimi düşünüyoruz. Genel Başkanımız bunu detaylandırıyor. Her aile hekiminin olduğu yere bir sosyal hizmetler uzmanı, ki 25 bin ediyor sanırım. Atanamayan değil, atanmayan mezunların önemli bir bölümü ideolojik nedenlerle atanmıyor. Biz bu bakım emeğine çok sayıda genç ve kadın arkadaşımızı istihdam edeceğiz. Yarım milyonluk böyle bir alan olacağını düşünülüyor.
Kaynak nerede? Yerel yönetimleri de etkin bir şekilde kullanırsak bu konuda alanı açar iyi denetlersek böyle bir istihdam olur. Böyle iddialarımız var. Bu ülkenin bekçiye, polise ihtiyacı olabilir ama ihtiyacından fazla bekçi, polis istihdam edeceğimize sosyal hizmetler uzmanı istihdam edelim diyoruz. Çünkü biz sosyal demokrat bir partiyiz.
“17 MİLYON EV KADINI”
Kadın istihdamını artırdığında, ülkemizde 17 milyon ev kadını var. 15 ile 17 milyon arası ev kadını bu insanlar zaten edilgen bir hayata ciddi olarak sürüklenmiş. Ev genci… 17 milyonun evde oturduğu hangi aktif yaşlanma. Maddiyatınız güçlü olsa bile aktif yaşlanma burada sekteye uğrar.”
Çalıştayda konuşma yapan Parti Meclisi Üyesi Aylin Yaman, şunları söyledi:
“2003 yılında başlayan sağlıkta dönüşüm programının sancılarını yaşıyor şu anda sağlık sistemi. Yaşlılarımız bu konuda en fazla yara alan gruplardan bir tanesi. 2003 yılında başlatılan bu programda sonunda geldiğimiz kışkırtılmış sağlık talebi dediğimiz bu işlemle 2019 yılının sonunda Türkiye’de her kesin yılda 9,8 kez bir sağlık işletmesini ziyaret ettiği bunun da 6,3’ünün ikinci ve üçüncü basamak olduğu geri kalanın 3 küsurluk kısmının birinci kısma ait olduğu bir düzende yaşıyoruz. Koruyucu hekimlik, sağlıkta en fazla yara almış bölümdür. Koruyucu hekimlik yara aldığı zaman toplumdaki kırılgan gruplar da bundan nasibini alıyor. 65 yaş üstü grup da en mustarip gruplardan bir tanesi.”
AKP iktidarını eleştiren Yaman, “İktidarın temel yaklaşımı toplumları yardımla beslemek, yardımlarla götürmek. Şu anki korkutmalarını da CHP geldiğinde bu yardımların kesileceği üzerine kurgulanmış. Oysa biz yaptığımız yardımlarla değil, yardıma ihtiyacı olmayan insan sayıysa gurur duymayı tercih ediyoruz. Bu bizim bir göstergemiz olacak” diye konuştu.