Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik hükmün İstinaf Mahkemesi tarafından usulen bozulmasının ardından yeniden görülen 72’si tutuklu 215 sanıklı davada, Adnan Oktar ile birlikte 14 örgüt yöneticisine 8 bin 658 yıl hapis cezası verilmişti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Kasım 2022 tarihinde açıkladığı kararının 10 bin 393 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda ilk olarak Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü’nün kuruluşu, işlevleri ve tarihsel gelişimi anlatıldı.
KIZ ÇOCUKLARININ KİŞİLİKLERİNİ BOZARAK AİLELERİNDEN KOPARMIŞLAR
Örgüt lideri Adnan Oktar tarafından kurgulanan ve örgüt üyesi erkekler tarafından eyleme dönüştürülen bu sistemin, örgütün faaliyet imkanı bulduğu onlarca yıl boyunca ardında sayısız mağdur bıraktığı, kandırılarak, hile yoluyla veya iradesi fesada uğratılarak bu sistemin içerisine sokulan kadınların, kız çocuklarının kişilikleri bitirilerek ailelerinden koparıldığı, yaşadıkları travma yüzünden psikolojilerinin bozulduğu ve örgüt lideri Adnan Oktar’ın elinde köleleştirildiğinin tespit edildiği anlatıldı.
“TURNİKE SİSTEMİ” SAYESİNDE ERKEKLERİN ÖRGÜTE OLAN BAĞLILIKLARI SAĞLANMIŞ
Örgüt üyesi olup sisteme dahil olan erkeklerin de turnike sistemi sayesinde örgüte olan bağlılıklarının kuvvetlendirildiği, ayrıca “turnike sistemi“ne girmek istemeyen bir kısım erkek örgüt üyelerinin örgüt lideri tarafından aşağılanarak ve sahte oluşturulan içeriklerle sosyal medya, internet karalaması ile örgüt içi cezalandırma yoluna gidilip, muhalefet edilmesinin önüne geçildiği ifade edildi.
Gerekçede, söz konusu “turnike sistemi” kapsamında, örgüte kazandırılması amaçlanan kızın 18 yaşının altında bir çocuk olmasının bir engel teşkil etmediği ve kanunen çocuk statüsünde olan kişileri de organize bir şekilde hareket edilerek hile yoluyla kandırma taktikleri uygulanıp, cinsel suçlar işlenmeye devam edildiği belirtildi.
‘İNFAK’ ADI ALTINDA YARDIM TOPLAYARAK ÖRGÜTE FON SAĞLANMIŞ
Mahkeme gerekçesinde örgüt propaganda faaliyetleri neticesinde örgüt mensubu kişilerin yanı sıra, örgütte bir de sempatizan yapılanması meydana geldiği, örgüt tarafından bastırılan kitapların dağıtımı, örgüte ‘infak‘ adı altında yardım, konferanslara katılım, siyasi partilerin mitinglerinde örgüt adına destek faaliyetleri yürüttüğünden bahsedildi.
Örgüt mensupları tarafından gerek ticari faaliyetler çerçevesinde, gerek gayri yasal zeminde yapılan faaliyetlerle, gerekse de örgüt üyelerinin ailelerinden gelen zenginliklerle elde edilen gelirler ‘infak‘ adı altında örgüte aktarılarak örgütsel faaliyetlere fon oluşturulduğundan bahsedildi.
ÖRGÜT İÇERİSİNDE EVLENDİRİLMEDEN BAHSEDİLDİ
Örgüt ideolojisi çerçevesinde, “Bacılar Grubu“nda yer alan kadın örgüt mensupları ile “Erkek Kardeşler Grubu“nda yer alan örgüt mensuplarının birbirleri ile kâğıt üzerinde evlendirildiği, evlilik müessesesinin örgütsel çıkarlar doğrultusunda kullanıldığı ifade edildi. Bölge Adliye Mahkemesince sanıklar hakkındaki hüküm bozulduktan sonra yapılan yargılama da ilk yargılamada olduğu gibi yine sanıklar örgüte ve örgüt liderine övgüler yağdırdıkları ve yine bir iki sanık istisna olmak üzere yapılan uyarılara rağmen atılı eylemlere dair savunma yapmamayı tercih ettiklerini belirtildi.
Gerekçede, “FETÖ terör örgütüne yardım etme” ve “Siyasal ve askeri casusluğa teşebbüs etme” suçlarından, mahkumiyetine yeter her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delil elde edilmediği, ‘şüpheden sanık yararlanır‘ ilkesi nazara alındığında ve delil yetersizliği nedeniyle beraatlerine karar verildiği belirtildi. “cinsel istismar” ve “cinsel saldırı” suçlarından hapis cezası alan sanıklarla ilgili olarak, örgütün amaç suçlarından olan “cinsel istismar” ve “cinsel saldırı” suçlarını “Turnike Sistemi” adı verilen cinsel sömürü düzeniyle sağladığına vurgu yapıldı. Bu suçların müşteki ve mağdur kadınların ifadeleriyle anlaşıldığı ifade edildi.
ÖRGÜTTEN KOPMAMALARI İÇİN EĞİTİM HAKLARINI ENGELLEMİŞLER
Özellikle kadın örgüt mensuplarının eğitimlerini tamamlamaları veya öğrencisi bulundukları okullarına gitmelerinin, örgüt lideri tarafından engellendiğinden bahsedildi. Örgüt mensuplarının okullarına devam edip sosyal ortamlara girerek örgütten kopması, okul hayatlarının örgüt içerisinde gösterecekleri faaliyet zamanını azaltması durumlarının önüne geçmek amacıyla, Adnan Oktar tarafından, “Okuyup ne yapacaksınız? Burada kalıp cemaatimize hizmet ederseniz daha çok sevaba girersiniz” ve benzeri şekilde telkinler yapıldığı ifade edildi. Örgüt ideolojisinden uzaklaşılma ihtimalini karşın üyelerin temel hak ve özgürlükler kısıtlanmış, kişilerin iradeleri ortadan kaldırılarak eğitim öğretim hakları ellerinden alındığı da anlatıldı.
İSTİNAF MAHKEMESİNE ELEŞTİRİ, “KENDİSİNİ YARGITAY YERİNE KOYMAK”
Kararda, “İstinaf mahkemeleri kimi zaman iş yoğunluğu ve kimi zaman da ‘kendisini Yargıtay yerine koymak’ gibi saiklerle bu kararları vermektedir. Saik ne olursa olsun kanun hükme açıkken ve sınırlı bir bozma kararı verilebileceği belirtilerek buna istinaden de direnme yasağı getirilmişken bu şekilde defakto bir biçimde uygulama oluşturma çabaları istinaf mahkemelerinin kaynağını kanundan almadığı bir yetkiyi kullanma anlamına gelir ki, bu durum Anayasa’yı ihlal anlamı taşımaktadır” ifadelerine yer verildi.